Mukaddime (Nov 2021)

İskender’i Kandıran Şeytan Hikâyeleri ve İskendernâme Literatürü

  • Sibel Kocaer

DOI
https://doi.org/10.19059/mukaddime.913737
Journal volume & issue
Vol. 12, no. 2
pp. 412 – 434

Abstract

Read online

İskender ile ilgili hikâyeler, yazın geleneklerinin yazmalar aracılığıyla şekillendiği çağların farklı diller arasında dolaşan ortak hikâyeleri arasında en çok tanınanlar arasında yer alır. Bu hikâyeler, yüzyıllar boyunca kopyalanarak, çeşitli dillere çevrilerek, yeniden kurgulanıp yazılarak ve sözlü olarak aktarılarak farklı coğrafyalara yayılmıştır. Bu makalenin odağında Hamzavî’nin İskendernâme’si vardır. Hikâyeleme kısmı çoğunlukla mensur yazılmış olmasına rağmen çok sayıda manzum parça içermesi nedeniyle mensur – manzum karışık bir eser olarak tanımlanan bu İskendernâme, çok sayıda ciltten oluşan hacimli bir eserdir. Bu makale kapsamında incelenen nüsha British Library’de (Londra) bulunan Or 11056 arşiv numaralı ve 1435/36 (839) istinsah tarihli nüshadır. Bu makalenin konusu, British Library nüshasında birçok kez tekrar eden İskender’in şeytanla karşılaştığı hikâyelerdir. Şeytanın farklı suretlerde İskender’in karşısına çıkarak onu kandırdığı birbiriyle bağlantılı bu hikâyeler, hem diğer Türkçe İskendernâmelerde yer almaması hem de İskender’in portresine farklı özellikler katmasıyla dikkat çeker. Bu hikâyelerin on beşinci yüzyılda dolaşımda olan Arapça ve Malayca yazılmış iki ayrı İskender biyografisindeki varlıkları ise üç ayrı dil ve kültüre ait bu üç nüsha arasındaki metinsel bağlara işaret eder. Bu nedenle, Firdevsî, Nizâmî ve Ahmedî’den farklı bir tarz ve içerikle Hamzavî’nin biçimlendirdiği İskender portresi, kendi özgü özellikleri ile Anadolu’daki İskendernâme geleneğini tanımlamak için ve farklı dillerdeki İskender biyografileri arasındaki metinsel bağların izini sürmek için önemli ipuçları içermektedir.

Keywords