Hitit İlahiyat Dergisi (Dec 2022)

Eğitimci ve Şair Kimliğiyle İbrahim Hakkı Eroğlu

  • Merve Güven,
  • Reyhan Keleş

DOI
https://doi.org/10.14395/hid.1138895
Journal volume & issue
Vol. 21, no. 2
pp. 1321 – 1362

Abstract

Read online

İbrahim Hakkı Eroğlu, (öl. 1955) Niğde’nin yetiştirdiği önemli kültür simalarındandır. 1900 yılında başladığı öğretmenlik vazifesini farklı okullarda, muhtelif dersler okutmak suretiyle otuz üç yıl sonra tamamlamış ve 1933 yılında emekli olmuştur. Eroğlu’nun eğitim ve kültür hayatımıza sunduğu katkılar mesleği ile sınırlı kalmamıştır. Nasihatname türünün Fars edebiyatındaki önemli örneklerini Türkçeye aktaran Eroğlu, emekliliğinden sonra da yayınları ile toplumu irşat etmeye devam etmiştir. Sa‘dî-i Şîrâzî’nin (öl. 691/1292) Bostān ve Gülistān adlı eserlerine ve Ferîdüddîn Attâr’ın (öl. 618/1221) Pendnāme’sine yaptığı tercümeleri, mütercim henüz hayatta iken Niğde’de basılmıştır. Eroğlu, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin (öl. 672/1273) soyuna mensup bir anneden dünyaya gelen tarihçi ve mütercim Feridun Nafiz Uzluk’un (öl. 1974) isteği üzerine Sultan Veled’in (öl. 712/1312) Rebābnāme ve İntihānāme adlı, nasihatname türünün edebiyatımızdaki önemli örneklerinden olan Farsça eserlerini de Türkçeye tercüme etmiştir. Bu tercümeler ise mütercimin vefatından sonra Osmanlı alfabesinden günümüz alfabesine aktarılarak yayınlanmıştır. Eroğlu, mütercim kimliğinin yanı sıra modern şiirin inşa edildiği çağı yakından takip etmiş bir şairdir. Nāle isimli eserinde yer alan manzumeleri; sosyal ve siyasi hayatta meydana gelen değişim ve Batı ile etkileşimin neticesinde klasik şiirde gözlenen form ve muhteva yeniliğinin önemli örnekleridir. Ancak Eroğlu’nun şiirleri -bazı yerel yayınlarda neşredilen birkaç örneği dışında- henüz yayınlanmadığı gibi şair kimliği de akademik bir çalışmaya konu olmamıştır. İbrahim Hakkı Eroğlu’nun, farklı nazım şekilleriyle yazdığı üç yüz elli iki manzumesini ihtiva eden Nāle, torunları vasıtasıyla ulaştığımız el yazması defterinde, Tünel Eğlencesi adlı eseriyle art arda bulunmaktadır. Osmanlı alfabesi ile yazılmış olan bu iki eser, tarafımızdan yayına hazırlanmaktadır. Bu makalede Eroğlu’nun henüz yayınlanmamış olan Nāle isimli eserinden hareketle eğitimci ve şair kimliği ortaya konulmuş, 20. yüzyılın sosyal, siyasi ve kültürel manzarası eğitimci bir şairin şiirlerinden örneklerle okuyucunun dikkatine sunulmuştur. Çalışmamız iki bölüm hâlinde düzenlenmiştir. Birinci bölümde Eroğlu’nun hayatı hakkında bilgi verilmiş ve eserleri alt başlıklar hâlinde tanıtılmıştır. Bu bölüm hazırlanırken İbrahim Hakkı Eroğlu’na dair mevcut çalışmalardan istifade edildiği gibi torunları ile yapılan görüşmelerden elde edilen yeni bilgiler de literatüre eklenmiştir. İkinci bölümde Nāle’den örneklerle Eroğlu’nun eğitimci ve şair kimliği ele alınmış, şiirleri şekil ve muhteva itibarıyla incelenmiştir. Eğitimci kimliği değerlendirilirken Eroğlu’na ait söz konusu el yazması defterde yer alan mektup ve notların yanı sıra Niğde Halkevi tarafından neşredilen Akpınar dergisinin, 1940 yılındaki İbrahim Hakkı Eroğlu Özel Sayısından da istifade edilmiştir. Eroğlu’nun eğitimci kimliğinin şiir diline aksedişini ortaya koymak üzere şairin didaktik içerikli şiirleri de bu başlık altında değerlendirilmiştir. “Şair Kimliği ile İbrahim Hakkı Eroğlu” başlıklı bölümde edebî yönü incelenirken Niğde çevresinde İkinci Mehmed Âkif diye anılan Eroğlu’nun Mehmed Âkif’le (öl. 1936) münasebeti üzerinde ayrıca durulmuştur. Mehmed Âkif’in Eroğlu’na ve Eroğlu’nun da Âkif’e yazdığı övgü dolu mısralara yer verilmiştir. Eroğlu’nun şiirlerinin, içerik ve söyleyiş özelliği bakımından Âkif’in şiirlerine olan benzerliği, şiirlerinden seçilen örneklerle ortaya konulmuş ve Niğde halkı tarafından yapılan bu değerlendirmenin haksız bir tespit olmadığı da delillendirilmiştir. Eroğlu’nun yeni şiirin önemli temsilcilerinden Abdülhak Hâmid Tarhan (öl. 1937) hakkındaki övgüsü, Ziyâ Paşa’nın (öl. 1880) Terkib-i Bend’inden yaptığı tazmini ve Tevfik Fikret’in (öl. 1915) şiirine yönelttiği eleştirisi de -dönemin edebî manzarasına hâkimiyetini ortaya koymak üzere- çalışmamızda aktarılan şiirleri arasında yer almıştır.

Keywords