Mukaddime (May 2018)

Kudüs Tasvirleri: Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe ve Tuhfetü'l-Harameyn Örnekleri

  • Adnan Oktay

DOI
https://doi.org/10.19059/mukaddime.404906
Journal volume & issue
Vol. 9, no. 1
pp. 111 – 132

Abstract

Read online

Kudüs, tarihi MÖ. 3000’li yıllara kadar giden bir kenttir. Bugün dünyanın en önemli odak noktalarından biri haline gelmiştir. Kudüs, bir taraftan farklı din ve ırkların merkezi konumundayken öte taraftan da birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Şüphesiz Kudüs'le ilgili birçok eser yazılmıştır. Bu eserlerden biri XIV-XV. Asırlarda yaşamış olan Ahmed Fakîh'in Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe adlı eseridir. Bir başkası da XVII. Asırda yaşamış Nâbî'nin Tuhfetü'l-Harameyn adlı eseridir. Ahmed Fakîh'in eseri manzum bir eserdir. Tuhfetü'l-Harameyn ise manzum-mensur karışık olarak yazılmıştır. Bu eserlere göre müellifler İslâm dünyası için önemli olan üç kenti ziyaret etmiştir. Bunlar Mekke, Medine ve Kudüs'tür. Bu şehirlerden başka Halep, Şam, Remle, Kahire gibi önemli şehirler de bu yolculukta ziyaret edilmiştir. Bu eserlerde ziyaret edilen kentlerin mimari yapılarına ağırlık verilmiştir. Bunun yanında şehirlerin dikkat çeken başka yönleri de izah edilmiştir. Bu çalışmada bahsedilen eserlerde özellikle Kudüs şehri ile ilgili anlatılar esas alınmıştır. Ahmed Fakîh Kudüs'te iki ay kalmıştır. Nâbî ise hac yolculuğu esnasında Kudüs’ü ziyaret etmiş, orada toplam üç gün kalmıştır. Burada müelliflerin Kudüs’le ilgili gözlemleri ve tespitleri üzerinde durulacaktır. Müellifler bu şehri anlatırken hangi pencereden bakmaktadır? Şehri tasvir ederken nelere yer vermekte, hangi edebi ifadeleri kullanmaktadırlar? Tasvirler yaparken hangi edebi sanatları kullanmayı tercih etmişlerdir? Neticede görülmüştür ki her iki şairin de anlattığı Kudüs, Aksa Harem-i Şerîf'ini merkeze alan bir Kudüs'tür. Bu eski şehir, bugün adeta Mescid-i Aksâ ile özdeşleşmiştir. Bunun yanında şehrin surları ve Aksâ’nın doğu tarafında yer alan Zeytin Dağı, Kudüs'e ayrı bir değer katmaktadır. Bu çalışmada belge tarama, örnekleme, karşılaştırma yöntemleri kullanılmıştır. Bu metotlarla Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe ve Tuhfetü’l-Harameyn adlı eserlerdeki örneklerde Kudüs’ün tasviri ile ilgili hususlar tespit edilmiştir. Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe, oldukça sade bir üslupla yazılmıştır. Bu eserde ayrıca edebi sanatlara pek yer verilmemiştir. Tuhfetü’l-Harameyn adlı eserde ise ağır, süslü ve sanatlı bir üslup tercih edilmiştir. Şair bu eserde Kudüs'ü oldukça süslü, sanatlı bir dille anlatmış, bunun için Arapça ve Farsça kelimelerden oluşan terkipli ifadeler kullanmıştır. Ahmed Fakîh içinden geleni kâğıda döken bir şairdir. Nâbî ise şehre tam bir vakar, edep, saygı ile yaklaşmıştır. Bu da Şair Nâbî'nin Kudüs karşısında tam bir mümin şair pozisyonunda olduğunu göstermektedir. Ayrıca her iki müellifin eserleri Kudüs'ü o dönemlerde tam bir İslâm kenti olarak sunmaktadır.

Keywords