ULUM (Aug 2019)
Bağlanma Teorisive 4-6 Yaş Arası Çocuklarda Tanrı Algısı
Abstract
Bağlanma teorisi, tüm bebeklerin annelerine ve bakım verenlerine karşı biyolojik ve duygusal olarak bazı ihtiyaçlarla doğduklarını iddia eden Bowlby tarafından ortaya atıldığından beri birçok araştırmaya konu olmuştur. Bowlby’den itibaren bağlanma teorisi Psikoloji alanının yanı sıra özellikle Tanrı’ya bağlanmanın anlaşılmaya çalışıldığı Din Psikolojisi alanında ve güvensiz bağlanma sonucu ortaya çıkan bazı ruhsal sıkıntıları açıklamada geniş bir yelpaze sunan Patoloji alanında çalışılmaktadır. Çocukların bebeklikten itibaren geliştirdikleri bağlanma tarzları sonradan edindikleri Tanrı’ya bağlanma tarzlarını şekillendirir bu da göstermektedir ki çocuğun Tanrı’ya bağlanma tarzını anlamak için çocukta ki ilk bağlanma tarzlarını anlamak önemlidir. Doğumdan itibaren çocuğun bakım veren ile geliştirdiği ilişki, sonrasında dünyaya, dine ve Tanrı’ya olan bakış açısını da şekillendirir ve ona bir Tanrı algısı kazandırır. Bireyin edineceği Tanrı algısı sadece dini yaşantısını değil, bireyin kendilik algısını ve sosyal çevresine karşı davranışlarını da şekillendirmektedir. Bu sebeple bağlanma ve bağlanmanın çocuktaki Tanrı imgesini nasıl şekillendirdiğini anlamak oldukça mühimdir. Bu araştırmanın ele aldığı problemler çocuklarda bağlanmanın nasıl ortaya çıktığı, nelerden etkilendiği ve sonrasında da bakım veren ile çocuğun arasında gelişen bağlanma modelinin Tanrı algısını nasıl şekillendirdiğidir. Bu bağlamda çalışma, çocukların edindikleri bağlanma deseni ile alakalı olarak Tanrı’ya bakış açılarını anlama, bunun yanı sıra din eğitimcilerine ve din eğitimi veren kurumlara bilimsel bilgi sağlama amacındadır. Araştırma için, Ankara’da bulunan Yeşil Elma Anaokulunda öğrenim gören 4-6 yaş arasında 13 kişilik öğrenci grubuna, çocukların Tanrı algılarını saptamayı amaçlayan 5 ana, 8 de yardımcı soru mülakat tekniği kullanılarak sorulmuştur. Çocukların psikolojik durumları esas alınarak mülakatlar bir görüşmeci ve bir katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma yöntem bakımından nitel bir araştırma olup, elde edilen veriler klasik anlamda betimsel içerik analizi yapılarak yorumlanmaktadır. Araştırmanın bulgularına göre, kreşin muhafazakâr ailelerce tercih edildiği göz önüne alındığında sorulan soruların bir kısmının aileden duyulan kalıp cümlelerle cevaplandığı, çocuklarda olumlu ve sevgiye dayalı bir Tanrı algısının var olduğu, bunlarla birlikte yaşları dolayısıyla zihinlerinde somut bir Tanrı imgesi olduğu görülmektedir.