Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Jun 2017)

Urmevî’nin Meṭâli‘u’l-envâr ve Kitâbü’l-Mebâhic İsimli Eserlerinin Bazı Mantık Konuları Bakımından Karşılaştırılması

  • Kamil Kömürcü

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.305808
Journal volume & issue
Vol. 21, no. 1
pp. 465 – 487

Abstract

Read online

Siraceddin el-Urmevî (ö. 683/1283) 13. yüzyılda yaşamış önemli düşünürlerden biridir. O, birçok eser kaleme almıştır. Onun en meşhur eseri Meṭâli‘u’l-envâr’dır ve bu kitap; mantık, fizik ve metafizik olmak üzere üç bölümden oluşur. Urmevî’nin bir diğer eseri de Kitâbü’l-Mebâhic fî şerhi’l-Menâhic fi ilmi’l-mantık adını taşır. Bu ikinci kitap baştan sona mantığa ayrılmıştır ve yine Urmevî’ye ait olan Menâhic isimli kitabın şerhidir. Urmevî her iki çalışmada klasik gelenekte olduğu gibi tasavvur tasdik ayrımından başlayarak mantık konularını kendi bakış açısıyla ortaya koymaya çalışmıştır. Bahsi geçen iki kitap mantık konuları bakımında önemli ölçüde benzerlikler arz etse de aralarında birtakım farklılıklar da vardır. İşte biz bu çalışmada söz konusu kitaplardaki mantık bölümlerini karşılaştırdık. Bunu yapmaktaki amacımız Urmevî’nin mantık konularındaki bazı görüşlerini karşılaştırmalı olarak tespit ederek onun yaklaşımı temelinde mantık biliminin, on üçüncü yüzyıldaki durumu hakkında bir kanaate ulaşmaya çalışmaktır. Bu çalışmada bir ölçüde Urmevî’nin mantık ilmiyle ilgili bakış açısını tespit etmek amacıyla onun Meṭâli‘u’l-envâr ve Kitâbü’l Mebâhic fî şerhi’l-Menâhic fi ilmi’l-mantık isimli eserlerinin mantık bölümlerini karşılaştırmaya çalıştık. Bu kitaplardan Meṭâli‘u’l-envâr mantık, fizik ve metafizik olmak üzere üç bölümden oluşur. Meṭâli‘u’l-envâr üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Türkiye’de bu eser bir doktora tezinde ele alınmıştır. Hasan Akkanat tarafından yapılan çalışmada Meṭâli‘u’l-envâr tahkik edilmiş, Türkçe’ye tercüme edilmiş ve üzerine bir değerlendirme yapılmıştır.Kısaltılmış adıyla el-Mebâhic ise Urmevî’nin az bilinen bir eseridir. Bu, baştan sona bir mantık kitabıdır ve üzerine hiçbir çalışma yapılmamıştır. Söz konusu kitap yine Urmevî’ye ait el-Menâhic adlı kitabın şerhidir. el-Mebâhic’in bizim ulaşabildiğimiz bir nüshası Konya Bölge Yazmalar Kütüphanesi Yusufaga Bölümü 5482/2 numarada kayıtlıdır ve 154 varaktır. Bileşik bir nüshanın ikinci kitabını oluşturan yazmanın başlangıcında ihtimal ki yazmayı tamir eden bir kimsenin eklediği anlaşılan beyaz bir sayfada eser ve yazarının adı kaydedilmiştir. Burada söz konusu nüshayı Urmevî’nin kendi hattıyla 671 yılında yazdığı bilgisi yer almaktadır. Verilen bilginin doğru olduğu kabul edildiğinde bu yazmanın müellif nüshası olduğu söylenebilir. Eserin başka bir nüshasının daha olduğunu Yrd. Doç. Dr. Tuna Tunagöz’den öğrendim. el-Mebâhic’in bu nüshası Suudi Arabistan Camiatü’l-İmam Muhammed b. Suud el-İslamiye Kütüphanesinde 7153 numarada yer almaktadır. Eserin başındaki kayıt fişinde kitabın Şehriştânî’ye ait olduğu yazılmıştır ancak bu bilgi doğru değildir. Çünkü bu yazma, el-Mebâhic’in Yusufağa 5482/2’deki nüshası ile karşılaştırıldığında kitabın Urmevî’ye ait olduğu anlaşılmaktadır.İçerik olarak baktığımızda her iki eserde de ana hatlarıyla mantığın temel konularının incelendiğini görürüz. Genel itibariyle kavramların ele alındığı tasavvurlar başlığı altında şu konular işlenmiştir. Mantığa olan ihtiyaç, mantığın konusu, tümel ve tikel kavramlar, beş tümel, kavramlar arası ilişkiler ve tanım gibi konular incelenmiştir. Önermeler ve kıyasın işlendiği tasdikât bölümünde ise önermenin tanımı, mahiyeti, unsurları ve önerme çeşitleri, önermeler arası ilişkiler; kıyasın tanımı, mahiyeti, unsurları ve kıyas çeşitleri, ardından da kıyasa ilişkin konular ve beş sanat ele alınmıştır.İki eserde de tüm mantık konuları geniş denilebilecek boyutlarda ele alınmıştır denilebilir. Ancak bunun bazı istisnaları vardır. Bu farklılık el-Mebâhic’in şartlı kıyaslardan sonraki kısmında ve Meṭâli‘u’l-envâr’da da beş sanat konusunda kendini gösterir. Çünkü el-Mebâhic’te ilginç bir şekilde mantığın son konularına yer verilmemiştir. Bu durumun eserin noksan olması ihtimalinden kaynaklandığı akıllara gelebilir. Ancak şu ifade etmek gerekir ki el-Mebâhic’in elimizdeki iki nüshasında da eksiklik yoktur. Zira eldeki yazmalarda ana bölümlerde ve alt başlıkların sıralamasında herhangi bir atlama olmadan kitabın muhtevasını oluşturan konular izah edildikten sonra “işte burası kitabın sonudur” denilmiştir. İslam mantık geleneğinde ekseriyetle şartlı kıyaslardan sonra ayrı birer başlık altında sırasıyla istisnalı kıyaslar, bileşik kıyaslar ve bunların çeşitleri, tümevarım, analoji ve en sonda da burhân, cedel, hitabet, şiir ve mugalata olmak üzere beş sanat ele alınır. Mebâhic’te inceleme konusu yapılmayan bu başlıkların çoğu Meṭâli‘u’l-envâr’da geniş bir biçimde ele alınmıştır. Söz konusu meselelere ilişkin Meṭâli‘u’l-envâr’ın klasik gelenekten farklılığı kıyasa ilişkin konuların kapsamı içerisinde birer alt başlık halinde burhân ve mugalatanın ele alınmış olmasıdır. Bilindiği gibi bu konular mantığın müstakil olarak ayrı bir bölümünü oluşturan beş sanatın kapsamı içerisinde yer alır. Üstelik beş sanat içerisine sadece bu ikisi değil cedel, hitabet ve şiir konuları da dahildir. Urmevî bu üç sanata burhân konusu içerisinde birer cümle ile değinmiştir. Ayrıca geleneksel tertipte bu sanatlarda kullanılan öncüller de konunun girişinde açıklanır. İlaveten şunu da ifade etmek gerekir ki her iki eserde de İbn Sinâ sonrası gelenekte olduğu gibi kategoriler konusuna yer verilmemiştir.Mantık konularının ele alınışı bakımından iki eser arasındaki farklılıklara ve benzerliklere bakacak olursak Meṭâli‘u’l-envâr’da kavramların temel tanımları ve konuların ana hatları verilmiş ancak bunlar kimi zaman örneklendirilmemiştir. el-Mebâhic’te ise ele alınan konuya ilişkin temel tanımlar verildikten hemen sonra örnek verilmiştir. Bunun en güzel örneklerinden birini tanım konusu oluşturur. Tanım yaparken uyulması gereken birtakım kurallar vardır; bunlara uyulmazsa tanımda hatalar ortaya çıkar. Meṭâli‘u’l-envâr’da kısaca özetlenmiş olan bu mesele Mebâhic’te oldukça geniş bir biçimde bütün detaylarıyla incelenmiştir. İki eser arasındaki en dikkat çekici farklardan biri budur.İki eserin planının önemsiz istisnalar dışında neredeyse aynı olması onların en önemli benzerliğini oluşturur. Çünkü ana bölümler, üst başlıklar ve konu başlıkları küçük ifade farklılıklarıyla birlikte neredeyse birbirinin aynıdır. Karşılaştırılan kitaplar üslup ve içerik bakımından da birbirini andırmaktadır. el-Mebâhic ile Meṭâli‘u’l-envâr’ın mantık bölümlerinin birbirine oldukça benzedikleri görülmektedir. Buna karşın Meṭâli‘u’l-envâr’daki bazı özet anlatımlar, temel tanımlar ve kabuller muhafaza edilmek suretiyle el-Mebâhic’te detaylandırılarak zenginleştirilmiştir. Bu gerekçeyle el-Menâhic’in şerhi olan el-Mebâhic’in bir anlamda Meṭâli‘u’l-envâr’ın da şerhi olduğu söylenebilir. Mantık konularının ele alınışı bakımından iki çalışmada da İbn Sînâ’yı önceleyen ve merkeze alan Meşşâî bakış açısının esas alındığı görülmektedir. Mantığın ana konularının ele alınışında ve temel tartışmalarda İbn Sînâ’nın görüşleri referans alınmış, Buna karşın Fahreddin er-Râzî ve Zeynüddin el-Keşşî gibi düşünürlerin yaklaşımları eleştirilmiştir. Benzer bir tutumu Urmevî’nin çağdaşı olan Esîrüddin Ebherî’de de görürüz.

Keywords