Turkish Academic Research Review (Dec 2021)
Hans Reichenbach’ın Etik Anlayışı
Abstract
Bu çalışmada temel amacımız, ünlü mantıkçı ampirist filozof Hans Reichenbach’ın etik anlayışını incelemektir. Reichenbach ahlak görüşünü “Bilimsel Felsefe” tasarımıyla uyumlu bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu anlayışla felsefenin sadece bilimsel bir temelde inşa edilebileceğini, bilimin dışında ne metafiziğin ne de başka bir kavramın felsefeye kaynak olabileceğini öne sürmektedir. Bilimsel olanın dışında hiçbir şeyin bilgi değeri taşımadığını varsayan bu anlayışa göre başta etik olmak üzere metafizik, din veya estetiğe dair yargılar bilişsel bir anlama sahip olamazlar. Reichenbach, buradan hareketle ahlak görüşlerini bilgisel bir temelde oluşturmaya çalışan Sokrates, Platon, Baruch Spinoza, ve özellikle de Immanuel Kant’a eleştiriler yöneltmekte ve şu soruyu sormaktadır: Bilişsel bir zemine sahip olmayan etik ifadeler ne türden yargılardır? Reichenbach, etik yargıların biçimsel olarak buyruk, özsel anlamda ise istençlerimizin bir tezahürü olduklarını savunur. Bu yargıların temel amacı bize bir olgu durumu hakkında bilgi sağlamak değil, davranışlarımıza yön vermek ve toplumsal hayatımızı şekillendirmektir. Bu buyrukların temel kaynağı ise öznenin bizzat kendisidir. Bireysel olarak herkes ahlaki buyruklar oluşturabilir ve başkalarının da bunlara uymasını isteyebilir. Ancak karmaşa çıkmaması adına bireylerin demokratik bir ortamda moral buyruklarını tartışması ve sosyal bir uzlaşmaya varması gerekir. Başka bir deyişle ahlaki kurallar, herkesin aktif katılımıyla gerçekleşecek olan sosyal bir mütabakatla belirlenebilir. Diğer taraftan Reichenbach sadece etik bir kuram geliştirmekle kalmamakta, ahlak felsefesinde önemli bir sorun olan özgür irade problemine de bir çözüm önerisi getirmeye çalışmaktadır. Kuantum fiziğiyle birlikte gündemi meşgul eden indeterminizmin bu problemin üstesinden gelmede gerekli imkânları sunduğunu savunmakta ve bunu ispatlama yoluna girmektedir. Son olarak temel amacının ahlakın doğasını çözümlemek olduğunu ifade eden Reichenbach, filozofun ahlaki kurallar ortaya koymaması, sadece mantıksal analizler yaparak etiğin yapısı ve kaynağı ve üzerine bir soruşturma gerçekleştirmesi gerektiğini düşünür. Bu bağlamda Reichenbach’ın etik anlayışına genel olarak bakıldığında meta-etikteki bilişsel olmayan kuramların kategorisinde değerlendirildiğini ifade etmek gerekir.