Van İlahiyat Dergisi (Dec 2024)

İmâmet Anlayışının Ontolojik Temeli Olarak Hz. Ali ve Hz. Fâtıma’nın Evliliği

  • Saliha Özdeğirmenci

DOI
https://doi.org/10.54893/vanid.1556419
Journal volume & issue
Vol. 12, no. 21
pp. 114 – 160

Abstract

Read online

Hz. Fâtıma hem dinî hem de tarihî açıdan İslâm toplumunda önemli bir figür olup, özellikle Şîa inancında masumiyet ve kutsallığın sembolü olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda, onun Hz. Ali ile olan evliliği, Şîa teolojisinde yalnızca iki büyük şahsiyetin birleşimi değil, aynı zamanda imâmet zincirinin başlangıcını temsil eden ilâhî bir akit olarak değerlendirilmektedir. Şîa kaynaklarına göre, bu evlilik Allah’ın iradesi doğrultusunda gerçekleşmiş ve Hz. Peygamber’in onayı ile kutsal bir boyut kazanmıştır. Evlilik, Hz. Ali’nin hilafet üzerindeki meşruiyetini pekiştiren önemli bir unsur olarak da öne çıkmıştır. Bu makale, İslâm tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan Hz. Fâtıma’nın Hz. Ali ile olan evliliğini, Şîa kaynakları çerçevesinde incelemeyi ve sonraki dönemlerde yaşanan dinî-siyasî olayların bu evlilikle ilgili anlatılara etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. Hicrî ikinci ve üçüncü yüzyıllarda kaleme alınan Sünnî kaynaklarda, Hz. Fâtıma'nın biyografisine dair sınırlı bilgilere rastlanırken, dördüncü yüzyıldan itibaren özellikle Şîa kaynaklarında, hayatının belirli dönemleriyle ilgili çok sayıda rivayet bulunmaktadır. Bu yüzyıldan itibaren Şiî yazarların eserlerinde Hz. Fâtıma’nın biyografisinde Şiî inancının etkileri belirginleşmiştir. Bu süreçte, Hz. Fâtıma’ya atfedilen roller Sünnî kaynaklardan farklılaşmaya başlamıştır. Bu anlatılarda, Hz. Fâtıma'nın doğumu, evliliği ve babasının vefatından sonraki kısa yaşam süresindeki olaylara odaklanılmaktadır. Sünnî kaynaklar, evliliğiyle ilgili yalnızca birkaç rivayet sunarken, Şîa literatüründe bu evlilik ontolojik bir anlam kazanarak ilâhî bir nitelik taşımaya başlamıştır. Rivayetlerde, Hz. Fâtıma ile evlenme talebinde bulunmuş ancak teklifleri reddedilen ilk halifelerle Hz. Ali’nin evliliği arasında yaşanan tercih, sonraki süreçte hilafet tartışmalarına yansımış ve imâmet inancının başlangıç noktası olmuştur. Evlilik, ilk dönemlerde Hz. Ali ile ilk halifeler arasındaki, sonraki dönemlerde ise Şiî gruplarla olan dinî ve siyasî çekişmelerin sembolü olarak görülmektedir. Makale Hz. Fâtıma’nın evliliğini tarihsel ve teolojik bağlamda inceleyerek, bu evliliğin hem dinî hem de siyasî açıdan taşıdığı anlamları ortaya koymaktadır. Bu rivayetlerin mezhepsel farklılıklar doğrultusunda nasıl geliştiği ve zamanla nasıl dönüştüğü, sosyokültürel ve politik unsurların bu anlatılara etkisi bağlamında eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirilmektedir. Yapılan incelemeler sonucunda, Hz. Fâtıma ile Hz. Ali’nin evliliğinin, İslâm tarihindeki dinî ve siyasî olaylar üzerinde belirgin etkiler yarattığı görülmüştür. Şîa kaynakları, bu evliliği ilâhî bir emrin tecellisi olarak değerlendirirken, Hz. Fâtıma’nın ve Hz. Ali’nin karakteristik özelliklerini, imâmetin meşruiyetini pekiştiren unsurlar olarak sunmaktadır. Evliliğin, imâmetin ontolojik temellerini oluşturduğu ve Şîa inancının temel taşlarından biri haline geldiği tespit edilmiştir. Sünnî kaynaklarda ise evliliğin daha çok ailevî bir olay olarak ele alınması, iki mezhep arasındaki farklı bakış açılarını ortaya koymaktadır. Bu durum, evliliğin tarihsel anlatılardaki farklılıklarını net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Rivayetlerde, Hz. Fâtıma’ya evlenme teklifi yapan ilk halifelerin reddedilmesi, hilafeti hak etmediklerine dair alt bir mesajın oluşmasının neden olmuştur. Bu düşünce, zamanla evliliğin Şîa teolojisinde ilâhî bir nitelik kazanmasına ve imâmetin sembolik bir temsili haline gelmesine yol açmıştır. Ayrıca, Sünnî kaynakların evliliği daha basit bir bağlamda ele alması, Şîa kaynaklarındaki derin teolojik analizlerle zıtlık göstermektedir. Sonuç olarak, Hz. Fâtıma ve Hz. Ali’nin evliliği, İslâm toplumunun dinî ve siyasî dinamiklerini etkileyen kritik bir olay olarak karşımıza çıkmakta ve iki mezhep arasındaki farklı anlayışları derinleştirmektedir. Evlilikle ilgili anlatılardaki farklılıklar, dinî ve tarihî anlatıların sosyal ve politik unsurlar tarafından nasıl şekillendiğine dair güçlü bir örnek sunmaktadır.

Keywords