Marife Dini Araştırmalar Dergisi (Jun 2022)

Aklın Kemâl Yolculuğu: Hâris el-Muhâsibî’de (öl. 243/857) Akıl Terbiyesi

  • Ahmet Beken

DOI
https://doi.org/10.33420/marife.1099545
Journal volume & issue
Vol. 22, no. 1
pp. 19 – 42

Abstract

Read online

İnsanı insan kılan temel unsur akıldır. Akıl ayrıca insanın inanç, ibâdet ve ahlâkî sorumluluklarının temelidir. Aklın işlevlerini doğru bir şekilde icra etmesi, zikredilen alanlardaki sorumluluklarını yerine getirmesiyle doğrudan ilişkilidir. Bu yönüyle akıl, başta felsefe olmak üzere kelâm, fıkıh ve tasavvuf gibi ilmî disiplinlerin ortak konusunu teşkil etmiştir. Akıl-irâde, akıl-îmân, akıl-nefis, bilgi ve duyu ilişkisi, akıl türleri, aklın neyi bilip bilmeyeceği, sahîh akıl, doğru düşünmenin neliği ve imkânı üzerinde durulan bazı konulardır. Ancak mezkûr ilimlerin bu konularla ilgili akla yaklaşımları birbirinden farklıdır. Söz gelimi sahîh düşünmeyi/akletmeyi engelleyen reziletlerin nefyedilip faziletlerle donanmayı görüş ve yöntemlerin ortaya konması tasavvufu diğerlerinden ayırmaktadır. Bu bağlamda Hâris el-Muhâsibî (öl. 243/857) de öncelikle huy ve eylemlerin kaynağı konumundaki kalbin ve aklın eğitilerek doğru düşünmenin sağlanmasıyla ilgilenmiştir. Doğru/sağlıklı düşünmenin konusu Allah ve kişinin Allah’la her türlü ilişkisi iken yöntemi, sorumlu tutulduğu hususları yerine getirerek Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmak ve hukukuna riayet etmektir (er-ri‘âye li-hukûkillâh/takvâ). Akıl Muhâsibî’de basîret ve ma‘rifet yönünde eğitilip i‘tibar, tefekkür, tezekkür ve tedebbür yönünden işlevsel kılınarak geliştirilmesi gereken bir melekedir. Nitekim doğru/sahîh düşünme/akletme ve aklî kemâle bu süreç sonucunda erişilebilmektedir. Bu yönüyle eğitim de aklı doğru ve yerinde kullanma çabası olarak kabul edilebilir. Ayrıca aklın terbiye edilmek suretiyle kemâl bulması; îmân, ibâdet ve ahlâk alanlarının birlikteliğini gerektirdiğinden konu din eğitimi açısından da önem arz etmektedir. Bu çalışma, Muhâsibî’nin akıl anlayışını kendisine konu edinmektedir. Amacı, Muhâsibî özelinde aklın tanımı, kapsamı ve kemâl sürecini (terbiyesini) ele almaktır. Araştırma yazılı dokümanların incelenmesi yöntemiyle ele alınmıştır. Buna göre veriler Muhâsibî’nin başta Mâ(h)iyetü’l-‘akl olmak üzere farklı eserlerinden hareketle ortaya konmuş ve bunların çözümlenmesinde betimsel analiz ve içerik analizi tekniklerinden faydalanılmıştır. Muhâsibî, aklın kimi tanımlarına yer verip bunlarla ilgili değerlendirmelerde bulunsa da akla dair ayrıntılı teorik tartışmalara girmemektedir. Aklı temelde doğuştan sahip olunan (ğarîzî) ve sonradan kazanılan (mükteseb) olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Muhâsibî, îmân ve ahlâkla ilişkisine odaklanarak aklın kemâl yönündeki gelişimine odaklanmıştır. Bu nedenle onun düşüncesinde îmân, ahlâk ve akıl/akletme birbirinde ayrılmayan alanlardır. Aklın kemâli bağlamında Allah korkusu (havf), yakîn kuvveti ve dinde basîret ve tefakkuhun birlikteliğini özellikle vurgulamıştır. Akıl-ahlâk ilişkisinde ise ahlâkı akla öncelemiş, aklın terbiye edilmek suretiyle olgunlaşmasını reziletlerden arınıp dinî/ahlâkî faziletlerle donanmaya bağlamıştır.

Keywords