İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi (Dec 2022)

Ahmed el-Hamevî’nin Gemide Kılınan Namazın Hükmüne Dair Risâlesi (Çeviri ve Değerlendirme)

  • Abdülkadir Şanalmış

Journal volume & issue
no. 40
pp. 75 – 112

Abstract

Read online

Tarih boyunca fıkıh külliyatına dair çok sayıda metin, şerh, haşiye, ta’lîk, muhtasar ve risâle türünde eserler telif edilmiştir. Bu külliyatın önemli bir kesitini teşkil eden risâlelerin büyük bir kısmının yazma halde bulunması ve tahkikli bir şekilde neşredilenlerin ise dilimize tercüme edilmemiş olması ülkemizdeki ilmî çalışmalar açısından büyük bir boşluğun oluşmasına sebebiyet vermektedir. Son yıllarda neşredilme açısından hızlı bir gelişme kaydeden fıkıh risâlelerinin tanıtım ve takdim, tahlil ve değerlendirme, edisyon-kritik ve çeviri çalışmalarının artarak devam etmesi ise sevindirici bir gelişmedir. Fıkıh âlimleri, dinî hayatın en önemli parçası olan namazın mahiyeti, namazda huşû’, namazın fazileti, namazda iktidâ ve kırâat meselesi vb. konuları ihtiva eden risâleler telif etmiştir. Osmanlı devri XVI. yüzyıl âlimlerinden Hamevî’nin (ö. 1098/1687) eserlerinin Hanefî fıkıh doktrininin gelişmesinde önemli katkısı olmuştur. Hamevî’nin ed-Dürerü’s̱-s̱emîne fî ḥükmi’ṣ-ṣalât fi’s-sefîne adlı eseri risâle yazım geleneğinin kayıp halkalarından birisini teşkil etmektedir. Söz konusu risâle “gemide kılınacak olan namazın sıhhatine” dair bir sorunun cevabı niteliğindedir. İslâm’da en önemli ibadet olan namaza dair bir konunun işlenmesi muhteva açısından risâleyi önemli kılan bir husustur. Zira namazın vücûb ve sıhhat şartları, rükünleri, kılınış biçimleri, binek üzerinde veya gemide kılınması gibi mekânın niteliğine dair konular her daim Müslümanların gündemini oluşturmuştur. Risâle, gemide kılınacak olan namazın sıhhati ve cemaatle kılınmasına dair ek bölümü ile birlikte iki kısımdan oluşmaktadır. Risâlenin ana bölümünü gemide namazın kılınması konusu teşkil etse de cemaatle kılınmasına dair ek bölümün işlenmesi ile konu bütünlüğü sağlanmıştır. Çalışmamızın giriş kısmında kısaca müellifin hayatı ve eserleri tanıtıldıktan sonra risâlenin çeviri ve değerlendirilmesi iki başlık altında ele alınmıştır. İlk kısımda çeviri, metne bağlı kalınarak yapılmış; değerlendirme kısmında ise Hamevî’nin sünnet ve sahâbe vurgusu, yaşadığı dönem ve ortama genel bir bakış, müsteftînin sorusu çerçevesinde fetva adabı, risâlenin kaynakları ile risâlede yer alan Hanefî hukukçuların konuya dair görüşleri tahlil edilmiştir. Risâlede mezhep içerisinde yer alan farklı yaklaşımlar tartışılmış ve konu fetvâ açısından sonuçlandırılmıştır. Ayrıca mukaddimede, sünnet ve sahâbe vurgusunun yapılması da dikkate değer verilerdir. Risâlenin konusu, mezhebin muteber kaynakları esas alınarak işlenmiş ve konu bağlamında bazı fıkıh eserlerinde yer alan kapalı ibareler de açıklığa kavuşturulmuştur. Risâlede, ibadetlerde ihtiyata riayet edilmesi, namaz mekânı olarak benzerlikleri bulunan gemi ile bineğin farklı değerlendirilmesi, geminin konumuna göre kılınacak olan namazın hükmünün farklılık arz etmesi, oturarak kılınan namazın sıhhatindeki görüş ayrılığının yalnız geminin seyir halinde söz konusu edilmesi, yer hükmünde kabul edilen sabit durumdaki bir gemide kılınan tüm namazların sahih olacağı, binek hükmünde kabul edilen ve çıkışın mümkün olduğu gemide ise kılınacak olan hiçbir namazın caiz olmayacağı, gemide cemaatle kılınan namazın sıhhati için imam ile muktedi arasındaki iktidâda mekân birliğinin şart olması gibi fıkhî hükümler özlü biçimde ele alınmıştır. Bu minvalde İslâm kültür geleneğimizde özelde Hamevî’nin söz konusu risâlesi, genelde ise müsteftîlerin soruları çerçevesinde telif edilen risâleler, araştırmacılara hukuk nosyonunun ve istidlal mantığının kazandırılması açısından büyük önem taşımaktadır. Şüphesiz fıkıh risâleleri yoluyla geçmişten devralınan ilmî mirasımızın sağlıklı bir şekilde anlaşılıp yorumlanması, toplumun ihtiyaçları ve mevcut problemlerin giderilmesi açısından günümüzde fıkhî çözümlerin daha verimli bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktır. Ayrıca konu özelinde yazılan bu gibi eserler, devrin yapısal tarihi, hukuki alanda yapılan dönemsel çalışmaları ve âlimleri, toplumsal sorunlar ile örf ve âdetlerin aktarılmasında da önemli veriler sunmakta ve günümüze ışık tutmaktadır.

Keywords