Dini Araştırmalar (Jun 2025)

Türkiye’de Din Eğitimi

  • Hamza Aktaş

DOI
https://doi.org/10.15745/da.1655095
Journal volume & issue
no. 68
pp. 459 – 463

Abstract

Read online

İsmet Parmaksızoğlu’nun Türkiye’de Din Eğitimi adlı eseri, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadar Türkiye’de din eğitiminin tarihsel gelişimini, geçirdiği dönüşümleri ve eğitim politikalarıyla ilişkisini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Kitap, din eğitiminin toplumsal ve pedagojik boyutlarını incelerken, Osmanlı’daki geleneksel eğitim kurumlarından modern eğitim sistemine geçiş sürecini analiz etmektedir. Osmanlı döneminde din eğitimi, medreseler ve Mekteb-i Sibyan gibi kurumsal yapılar aracılığıyla yürütülmekteydi. Bu kurumlar, temel dini bilgileri öğretmekle birlikte, zamanla bilim ve teknik gelişmelere ayak uyduramamış ve modern eğitim anlayışı karşısında geride kalmıştır. Tanzimat Dönemi ile birlikte Osmanlı’da Batılılaşma hareketleri başlamış ve eğitim alanında köklü reformlara gidilmiştir. Batı tarzı okulların açılması, geleneksel din eğitiminin sistem içinde ikincil bir konuma düşmesine neden olmuştur. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte din eğitimi, laik eğitim sistemine entegrasyon sürecine girmiştir. 1924’te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile medreseler kapatılmış, eğitim sistemi devlet denetimine alınarak laikleştirilmiştir. Ancak toplumun din eğitimi talebi devam etmiş ve 1949’da İmam Hatip okulları açılarak bu alandaki eksiklik giderilmeye çalışılmıştır. 1960 sonrası ise eğitim politikaları din eğitiminin kurumsallaşmasına yönelik yeni düzenlemeler içermiş, ilkokullarda din dersleri müfredata eklenmiş ve İlahiyat Fakülteleri açılmıştır. Eserde, din eğitiminin yalnızca öğretim süreciyle sınırlı olmadığı, aynı zamanda toplumsal kimlik, bireysel değerler ve devlet politikalarıyla bağlantılı olduğu vurgulanmaktadır. Yazar, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kadar geçen süreçte din eğitiminin farklı dönemlerde nasıl şekillendiğini detaylı bir şekilde ele almakta ve özellikle modernleşme sürecinde din eğitiminin hangi evrelerden geçtiğini analiz etmektedir. Yazar, Osmanlı’daki medrese eğitiminden başlayarak, Tanzimat Dönemi’nde Batılı eğitim modellerine geçişi, Meşrutiyet Dönemi’nde eğitim reformlarını ve Cumhuriyet’le birlikte din eğitiminin devlet kontrolüne alınmasını sistematik bir şekilde ele almaktadır. Medreselerin zamanla eğitimde gerileme yaşaması, modern bilimlerin müfredattan çıkarılması ve bu durumun Osmanlı’nın eğitim sisteminde yarattığı olumsuz etkiler üzerinde durulmaktadır. Özellikle Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimin tamamen laik bir sisteme dönüştürülmesi süreci ayrıntılı olarak ele alınmakta, bu dönemde din eğitiminin tamamen kaldırılmasının yarattığı toplumsal sonuçlar tartışılmaktadır. Din eğitiminin yeniden sistemli bir yapıya kavuşması için 1949’da İmam Hatip okullarının açılması, ardından 1960’lardan itibaren din derslerinin yeniden müfredata eklenmesi gibi gelişmelerin, toplumun talepleri doğrultusunda gerçekleştirildiği vurgulanmaktadır. Yazar, din eğitiminin tamamen kaldırılmasının ya da tamamen serbest bırakılmasının sakıncalarına dikkat çekerek, bilimsel ve pedagojik temellere dayalı, devlet kontrolünde bir modelin geliştirilmesini önermektedir. Laiklik ilkesine zarar vermeden, bilimsel ve çağdaş bir din eğitimi modelinin oluşturulması gerektiğini savunmaktadır. Sonuç olarak, Türkiye’de Din Eğitimi, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte din eğitiminin geçirdiği dönüşümleri, devlet politikalarının etkilerini ve toplum üzerindeki yansımalarını detaylı bir şekilde ele alan önemli bir kaynaktır. Kitap, din eğitiminin tarihsel gelişimini pedagojik, toplumsal ve siyasi açılardan ele almakta ve geleceğe yönelik öneriler sunmaktadır. Eğitim bilimleri, tarih ve din eğitimi alanlarında araştırma yapan akademisyenler ve uzmanlar için kapsamlı bir kaynak niteliği taşımaktadır.

Keywords