Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Aug 2019)
Türk-Avusturya Edebi ve Kültürel İlişkilerinin Kaynakları ve Tarihi Gelişim Süreci
Abstract
Başta Almanya olmak üzere Almanca konuşan milletlerin Türklerle ilk ilişkileri tarihi belgelerde M.S. 12. yy.a dayanır. Friedrich Baborassa ile Sultan II. Kılıçaslan’ın karşılaşması bu ilişkilerdeki en önemli somut tarihi göstergedir. Avusturya’da Alman ırkına ait olduğundan aynı tarihlendirme iki ülke için de geçerlidir. İki ülke ilişkilerini belirleyen kaynaklar, savaşlar seyahatnameler, edebi–tarihi eserler ve ülkelerdeki mimari eserler olarak belirlenebilir. Önce Balkanların daha sonra da İstanbul’un fethi ile birlikte bugünkü Avusturya topraklarına zaman zaman Türk akınları yapılmıştır. Macaristan’ın fethinden sonraki en önemli karşılaşmalar I. ve II. Viyana kuşatmaları ile gerçekleşmiştir. Bu süreçlerde iki halk birbirlerini daha yakından tanımış, günümüzde hala olumlu veya olumsuz yargıların oluşmasına zemin oluşturmuştur. Bunların en önemlileri, “Büyük Türk, Deccal, Türk Çanları, Türk vaazları, Türklerle savaşmak, Tanrı ile savaşmaktır, Türk gibi kuvvetli, Yenilmez Türk” gibi geçerliliğini hala koruyan ifadelerdir. Özellikle Viyana kuşatmalarından sonra pek çok edebi türde eserler yayımlanmıştır. Başta tiyatro, opera, halk şarkıları olmak üzere tablolar, müzik aletleri ve besteleri olmak üzere Türkleri olumlu-olumsuz biçimde konu alan eserlerin sayısı oldukça fazladır. Viyana kuşatmalarından kalan tarihi Türk yapımı binalar, çeşmeler, toplar, savaş malzemeleri, çadırlar, daha sonra yapılan heykeller, sokak, park isimleri bu ilişkilerin önemi gösteren diğer olgulardır. Savaş sonrası dinlerini değiştirerek Avusturya’da kalan Türk kökenli Leopolstatter, Neuchrist, Bessermann, Ofner, Weissenburger soyadlı ailelerde bugün halen mevcuttur. Türklerin Avusturya dolayısıyla Avrupa’ya götürdüğü kahve, kahvehane Cafe yarım ay şeklindeki simit Kipsel ve Lale bu ilişkilerde önemli yere sahiptir. Tarihten gelen ön yargıların olmasına rağmen özellikle Türk ve Avusturyalı yazarların iki ülke insanlarını konu alan eserler vermesi, gittikçe artan yabancı düşmanlığını ve tarihten gelen önyargılı bakışı hafifletmektedir. Türkiye’deki Avusturya Lisesi, Kültür Ofisleri ve Avusturya’daki Türk Kültür kurumları, Türkoloji bölümleri sayesinde ilişkiler olumlu yönde ilerlemektedir.