Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Feb 2017)
Bursa’nın Dağlık Bölgelerinde Kadın Türbeleri Etrafında Oluşan Ritüeller Ve Ana Tanrıça Kültü
Abstract
Bursa Dağ Yöresi, Bursa merkezi ile diğer ilçelerinin aksine verimli ovaları ve düz arazileri olmayan, dağlık ve kırsal bir bölgedir. Bu arazi yapısından dolayı araştırmanın yapıldığı yöre “Dağ Yöresi” olarak adlandırılmaktadır. Dağ Yöresi denilince akla Bursa’nın 4 dağ ilçesi; Orhaneli, Harmancık, Keles ve Büyükorhan gelmektedir. Araştırmanın yürütüldüğü Dağ Bölgesi, Türklerin tarihî deneyimlerine bağlı olarak geldikleri coğrafyalardan devşirerek getirdikleri kültür ve inanca ait çeşitli öğelerle birlikte ilk yerleşim yerleri olarak bilinen ve o günden bugüne göç vermenin dışında çok fazla sosyal hareketliliğe maruz kalmayan bir bölgedir. Dikmen’in yaptığı araştırmaya göre dağ yöresinde toplam 244 türbe bulunmaktadır. Dikmen, 2007: 118 . Bu türbeler yörede dede olarak da adlandırılmaktadır. Çalışmada bu türbelerden sadece kadın türbeleri etrafından oluşan dinî, kültürel ve sosyal ritüeller ele alınacaktır. Bu sebeple bu türbeler arasından kadın olan beş tanesi araştırmada ele alınmıştır. Çalışmada aynı zamanda teolojide, din sosyolojisinde ve din mitolojisinde başta birbirinden farklı olan geleneklerin birleştirilmesi ve kıyaslanmasına yönelik olan, böylece farklı inançlarda temelde yatan bir birliği öne sürerek farklı inançlara karşı daha kapsayıcı bir duruşu savunan hareket ve denemeler anlamına gelen senkretizm, sosyal ilişki ve etkileşimlere neden olan tarihi süreç ile birlikte ele alınmıştır. Çalışmanın uygulamalı kısmı Dağ ilçeleri olarak bilinen ve kadına ait türbelerin bulunduğu Harmancık ve Keles ilçeleri sınırlarında kalan yerlerde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada bölgede yaşayan ve bölgeye ziyaret amaçlı gelen kişilerle görüşülmüş ve elde edilen veriler literatürden elde edilen teorik verilerle de desteklenerek yorumlanmaya çalışılmıştır. Dağ Yöresi’ndeki toplulukların gelenek ve inançlarına dair yürütülen bu araştırmanın, geleceğe dair olabilirlikler hakkında kısmen de olsa varsayımlarda bulunma şansı vereceği düşünülmektedir.