Marife Dini Araştırmalar Dergisi (Dec 2021)

Mekke Evlerinin Satışı ve Kiralanmasına Dair Rivayetler ve Değerleri

  • Hasan Eryılmaz

DOI
https://doi.org/10.33420/marife.1009350
Journal volume & issue
Vol. 21, no. 2
pp. 909 – 934

Abstract

Read online

İnsanın yeryüzüne gönderildiği andan itibaren mukaddes bir coğrafya kabul edilen Harem bölgesi, Kâbe’nin Hz. İbrâhim tarafından inşasıyla birlikte dini yaşantıda daha mühim bir yer bulmuştur. Son peygamber Hz. Muhammed’in bu topraklardan seçilmesi ve Kur’an’ın diliyle efdaliyetine işaret edilmesi harem bölgesinin kutsiyetini perçinlemiştir. Bu saydıklarımızın yanısıra Hz. Peygamber’e dayandırılan ciddi bir hadis müktesebatı da bulunmaktadır. Mekke ile ilgili rivayet malzemelerine bakıldığında bir kısmının bölgenin efdaliyetine ilişkin olduğu gözlemlenirken diğer bir kısmının ise Mekke’ye özgü bir takım uygulamaları barındırdığı söylenebilir. Öyle ki bölgeye has uygulamalar süreç içerisinde yalnızca Mekke için geçerli olan bir fıkıh literatürü doğmasına da vesile olmuştur. Söz konusu literatüre konu olan hususlardan birisi de Mekke evlerinin satışı ve kiralanmasının caiz olup olmaması ile ilgilidir. Kaynaklarda bu konuya ilişkin cevaz ve nehy ifade etmek üzere iki farklı rivayet grubu yer almaktadır. Konuyla ilgili birbirine zıt hususların hadis diliyle aktarılmış olması müctehid imamlar arasında da bazı değişik yorum ve yaklaşımlara sebebiyet vermiştir. Mekke evleri çerçevesinde zuhur eden bu tartışmanın boyutlarını sadece hadisler oluşturmamaktadır. Mescid-i Harâm’ın orada bulunan ve bulunmayan bütün Müslümanlar nazarında söz konusu olan statüsü ve bu statüye işaret eden Hacc sûresinin yirmi beşinci âyeti de anlaşmazlıkların diğer bir yüzünü teşkil etmektedir. Hudeybiye Antlaşması sonrasında indiği kabul gören Hac Suresi 25. âyet-i kerime, Kâbe’nin bütün Müslümanların ortak değeri olduğu mesajını verirken Mescid-i Harâm etrafında bulunan evler ile ilgili fıkhî değerlendirmelerdeki farklılıkların derinleşmesine sebep olmuştur. Mekke’nin fethedilme şekli konusunda ilim ehli arasındaki anlayış farklılığı da konunun ayrı bir yüzünü teşkil etmektedir.Ortaya koyduğumuz bu gerekçeler çerçevesinde Ebû Hanîfe, İmam-ı Mâlik ve bir görüşüne göre Ahmed b. Hanbel tarafından söz konusu evler üzerinden hiçbir şekilde menfaat elde edilemeyeceğinin savunulması karşısında İmam-ı Şafiî’nin başını çektiği cephe tarafından bunun aksi dillendirilmiştir.Bu makale, yukarıda da zikri geçtiği üzere Mekke evlerinin satışı ve kiralanması konusundaki hadislerin kaynak değeri ve yorumlanmasını konu edinmektedir. Çalışma, ilgili rivayetlerin dört büyük fıkıh mezhebi tarafından yorumlanması ile sınırlandırılmıştır. Bu çalışma ile maksadımız hadislerin yorumlanmasında mezhepler arası farklılığı gözler önüne sermektedir. Her fırkanın kendisine ait bir düşünce sistematiği ve literatür birikimi olabilmektedir. Bu müktesebat farklılığı neticesinde aynı malzeme üzerinden farklı sonuçlara ulaşmaları son derece olağandır. Bu durum Mekke evlerinin satışı ve kiralanması ile ilgili fıkhi çıkarımlarda da kendisini göstermektedir. Burada dikkat çekici olan imam Şâfiî dışında üç mezhep imamının Mekke evlerinin satışı ve kiralamasını câiz görmemesidir. Çünkü âlimler zaman içerisinde evlerin fâhiş fiyatlar ile satış ve kiralaması neticesinde hac ibadetinin doğal olarak engellenebileceği endişesini taşımaktadırlar. Bu güne gelindiğinde Mezhep imamlarının söz konusu endişesini haklı çıkaran birtakım sıkıntıların varlığını görmemek mümkün değildir. Üstelik bu durum sadece konaklama imkânı sağlayan evlerle sınırlı kalmayarak genel anlamda hac ibadeti ile ilgili her hususta kendini göstermektedir. Öyleki bu sıkıntılar talep edilen fâhiş fiyatlar eliyle müminleri ömürleri buyunca farz olan hac ibadetinden mahrum edebilecek bir seviyede kendini gösterebilmektedir. Bu çalışmamızda, adeta multimilyoner ibadetine dönüşme sürecine giren ve yüksek karlar elde etme aracı olarak kullanılan uygulamaların aksine bütün Müslümanların ibadetlerini eşit bir şekilde yapabilecekleri alternatif bir model arama konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlamaktayız. Aynı şekilde hadislerin yorumlanmasına dikkat çekici bir örnek üzerinden bakma imkânı sağladığımız bu çalışmamız, rivayetlerin doğurabileceği sonuçları dikkate alarak yorumlanması gerektiği konusunda bir fikir vermesi bakımından da önem arz etmektedir.

Keywords