Sufiyye (Jun 2022)

Ken’ân Rifâî’de Dünya Algısı ve Dünya Hayatı’nın Önemi

  • Hatice Dilek Güldütuna,
  • Sibel Yel

DOI
https://doi.org/10.46231/sufiyye.1105476
Journal volume & issue
no. 12
pp. 185 – 218

Abstract

Read online

Ken’ân Rifâî (1869-1950), Türk Tasavvuf târihinin 20. yüzyıldaki en önemli mutasavvıf şahsiyetlerinden birisidir. O tasavvufu, en geniş mânâsıyla birlemek, yani kesret hâlinde insanın önüne serilen bu dünya âlemini bir bilip, bir görüp, bir sevmek olarak anlamıştır. Sohbet ve eserlerinde dünyanın mâhiyeti ve dünya hayatına dâir tafsilli pek çok açıklamalarına rastladığımız Rifâî’nin dünya hayatını, insanın tekâmülü açısından yegâne fırsat olarak görmesi dolayısıyla özellikle ehemmiyet verdiği anlaşılmaktadır. Önemli bir varlık safhası kabul ederek, irfân ve insanlığın taşıyıcısı olması bakımından büyük oranda olumlu olarak ele aldığı şehâdet âlemi için farklı cihetlerden birçok tarif ve metaforlar dile getiren Ken’ân Rifâî’nin dünya görüşü ve dünya hayatına verdiği önem ve sebepleri bu makalenin konusunu teşkil etmektedir. Bu amaçla, Ken’ân Rifâî’nin sohbetleri, ilâhî külliyâtı ve Mesnevî şerhleri incelenerek, ilâhî isimlerin tecelli mahalli, bir irfan mektebi ve kâmil insanın zuhur yeri olarak dünya hakkındaki yorum ve görüşleri değerlendirilmiştir. Ona göre dünya, İlâhî isimlerin zuhur mahallidir. Allah aşkının yaşandığı ve Allah ilminin kazanıldığı yerdir. Cennet, cehennem, sırât-ı müstakīm, mîzân, hepsi bu âlemde idrâk edilebilen hakikatler olup, bu çokluk ve imtihan âlemi terbiye ve tahsil dünyası olduğu kadar vuslat meydanıdır. Her yerde Allah’ın isim ve sıfatlarını görenler için bu âlem cennetten ibarettir. Bütün bunları insana öğreten ise kâmil insandır.