Adli Tıp Bülteni (Apr 2020)

Web 3.0’da Çocukların Sanal Mahremiyetine Adli Bir Bakış

  • Mehmet Aykut Erk,
  • Sunay Fırat

DOI
https://doi.org/10.17986/blm.2020.v25i1.1341
Journal volume & issue
Vol. 25, no. 1

Abstract

Read online

Haberleşme ve iletişim çağının dönüm noktalarından biri olan sosyal medya dönemi ile iletişim ve paylaşım sınırsız bir hale gelmiştir. Birçok aile eskiden olduğu gibi çocuklarına oyun ortamı sağlamak yerine teknolojik araçlara başvurmayı tercih eder hale gelmiştir. En büyük video paylaşım platformu olarak kabul edilen Youtube ve son dönemde 18 yaş altı çocukların bir diğer uğrak noktası olan mikro-film uygulamaları yoluyla milyonların beğenisine çıkan çocukların, akıllı telefon ve tabletler aracılığıyla kolay ulaşılabilirlik ve kişisel bilgilerinin gizliliği bakımından tehdit altında oldukları düşünülmektedir. Çocukların/ergenlerin akranlarıyla iletişim kurmaları olumlu kimlik gelişimleri için gereklidir. Çevrimiçi dünyada herhangi bir rehberi olmadan kendi başına hareket eden çocuk veya gençler bu kimlik arayışı sırasında akranlarınca kabul görmek adına “trend” olan sosyal medya akımlarına katılabilmektedirler. Çocukların/gençlerin karşılaşabileceği bir başka tehlike ise video-paylaşım sitelerinin artık birer ticaret unsuru haline gelmesinden kaynaklı olabilmektedir. Bu büyük kazançtan pay almak isteyen içerik üretici aileler ise artık kendi çocuklarını da videoların başrolü haline getirmeye başlamışlardır. Bazı videolarda çocuklar aileleri tarafından ruhsal ve bedensel gelişimlerine uygun olmayan bir biçimde davranmaya zorlanmaktadırlar. Bu sitelerdeki videolarda rol alan çocuklar için bir diğer olumsuzluk ise çocukların erişimi sınırsız olan bu videolara yapılan yorumlara maruz kalmalarıdır. Kimi yorumcunun kıskançlık ve öfke duyduğu bu yorumlar bir çeşit “siber zorbalık” olarak nitelendirilebilmektedir. Sonuç olarak, internetin yaygınlaşması dolayısıyla Youtube ya da video-platform sitelerinin yaygın olarak kullanımı göz önünde bulundurulduğunda çocukların kişisel bilgilerinin ve mahremiyetinin titiz bir biçimde korunması gerektiği anlaşılmaktadır. Çocuklar üzerinden güdülen satış politikalarının çocuğun ruhsal gelişimine zarar verdiği uzmanlarca dile getirilmeli, çocukların ekonomik ve cinsel olarak istismar ve ihmal...

Keywords