Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2019)
el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî’nin İcmâ‘ Anlayışı
Abstract
el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî, Horâsân Şâfi‘îliğinin önemli temsilcilerinden biridir. Onun günümüze ulaşan en meşhur eseri Müzenî’nin Muḫtaṣar’ının ilk şerhlerinden biri olan et-Ta‘lîḳa’sıdır. Bu eserin önemli hususiyetlerinden biri eserin girişinde ictihâd, taklîd, icmâ‘ ve sahâbî kavline müteallik bazı fıkıh usûlü konularının yer almasıdır. Horasan Şâfi‘î ekolüne ait günümüze ulaştığı tespit edilen sistemli, bütünlüklü ve ayrıntılı ilk fıkıh usûlü eserleri V./XI. yüzyılın ikinci yarısına aittir. Bu dönemin temelini oluşturan fıkıh usûlü alanındaki çalışmaların ortaya konması, Horasan Şâfi‘î ekolüne ait usûl gelişimini takip etmek için elzemdir. İşte el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî’nin et-Ta‘lîḳa’sında yer alan usûl aktarımı, Şâfi‘î’den sonra V./XI. yüzyılın ilk yarısına kadar Horâsân bölgesinde gelişen usûl müktesebatını tespit etme imkânı vermektedir. Çalışmada icmâ‘ özelinde el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî’nin et-Ta‘lîḳa’sındaki usûl aktarımı irdelenecektir. Şâfi‘î’den başlamak üzere tarihsel süreçte meselelerin tartışıldığı çerçeve ele alınarak el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî’nin aktardığı usûl malzemesi, çağdaşları ve kendisinden sonra kaleme alınan klasik dönemdeki Şâfi‘î fıkıh usûl eserlerindeki tartışmalarla mukayese edilecektir.Özet: el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî, Horâsân Şâfi‘î ekolünün en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Şâfi‘î fıkıh çevrelerinde Horâsân Şâfi‘î ekolünün kurucusu olarak kabul edilen el-Ḳaffâl el-Mervezî’den fıkıh eğitimi almasının yanında dönenim muhaddislerinden hadis eğitimi almıştır. el-Ḳaffâl el-Mervezî’nin en seçkin öğrencilerinden biri olarak temayüz etmiş olan el-Ḳāḍî Ḥüseyn Horâsân Şâfi‘î ekolüne ait fıkıh mirasının önemli taşıyıcılarından biri olmuştur. Horasan Şâfi‘î ekolünün eserlerinde mutlak olarak “el-ḳāḍî” nispeti kullanıldığında kast edilen kişinin el-Ḳāḍî Ḥüseyn olması onun fıkhî otoritesini gösteren diğer bir husustur. Onun fıkhî yetkinliği yetiştirdiği öğrencilerin niteliğinde kendini göstermektedir. Öyle ki el-Ḳāḍî Ḥüseyn Şâfi‘î fıkhında birçok otorite hukukçu yetiştirmiştir. İmâmu’l-Ḥarameyn el-Cüveynî, Muhyissünne el-Beġavî ve Ebû Ṣa‘d el-Mütevellî onun yetiştirdiği önemli Şâfi‘î fakîhlerindendir. Bu açıdan bakıldığında el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in genelde Şâfi‘î fıkhının özelde de Horâsân Şâfi‘î ekolünün önemli fakîhlerinden biri olduğunu söylemek gerekir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn, fıkıh alanında bir çok çalışmaya imza atmıştır. Öğrencisi Muhyissünne el-Beġavî tarafından cem edilen meşhur Fetâva’sı, Şâfi‘î fıkhındaki fetva literatürüne dair yazılan ilk örneklerden biri olarak kabul edilmektedir. Keza Ṭarîḳatu’l-Ḥilâf beyne’ş-Şâfi‘îyye ve’l-Ḥanefîyye ma‘a Ẕikri’l-Edille adıyla yazdığı Şâfi‘îler ve Hanefîler arasındaki ihtilâflı meseleleri delilleriyle zikrettiği eser hilâf alanında yazılan ilk eserlerdendir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn bu eserleri dışında Şâfi‘î fıkhında yazılan bir çok metni şerh etmiştir. Esrâru’l- Fıḳh adlı eseri bir ciltlik ve nadir bulunan bir eser olarak kaynaklarda zikredilmektedir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in en meşhur ve en önemli eseri, Müzenî’nin Muḫtaṣar’ının tertibine göre yazdığı et-Ta‘lîḳa’sıdır. O, kaynaklarda sıkılıkla mezhepte meşhur et-Ta‘lîḳa’nın sahibi olarak zikredilmektedir. Müzenî’nin Muḫtaṣar’ının ilk şerhlerinden biri olma özelliğine sahip olan et-Ta‘lîḳa fıkıh eserlerinde el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in görüşlerine yapılan referansların kaynağıdır. Bu hususiyetleriyle et-Ta‘lîḳa, Horâsân Şâfi‘î ekolünün fıkıh mirasının keşfedilmesinde başat rol oynayan metinlerdendir. Bu metnin önemli hususiyetlerinden bir diğeri eserin girişinde ictihâd, taklîd, icmâ‘ ve sahâbî kavline ilişkin fıkıh usûlü konularının işlenmiş olmasıdır. Horasan Şâfi‘î ekolüne ait günümüze ulaştığı tespit edilen ilk sistematik fıkıh usûlü metinlerinin V./XI. yüzyılın ikinci yarısına ait olduğu düşünüldüğünde, bu dönemin temelini oluşturan fıkıh usûlü alanındaki çalışmalar önem arz etmektedir. Bu açıdan et-Ta‘lîḳa Şâfi‘î’den sonra V./XI. yüzyılın ilk yarısına kadar Horâsân bölgesinde gelişen usûl birikimi hakkında bazı ipuçları vermektedir. Araştırmamız icmâ‘ özelinde Horasan bölgesinde gelişen Şâfi‘î fıkıh usûlünün gelişimine ilişkin ipuçlarını yakalamayı amaçlamaktadır.el-Ḳāḍî Ḥüseyn, et-Ta‘lika’nın icmâ‘ kısmında icmâ’ın hücciyeti, çeşitleri ve bunlarla ilişkili olan sahâbe icmâ‘ını konu edinmektedir. Sahâbe icmâ‘ını konu edindiği kısımda sahâbe kavline ilişkin tartışmalara da değinektedir. Şâfi‘î’den başlamak üzere icmâ‘ın hücciyeti için ileri sürülen deliller el-Ḳāḍî el-Ḥüseyn’in döneminde gelindiğinde çeşitlendiği ve farklılaştığı görülmektedir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in icmâ‘ın delilleri kısmında zikrettiği argümanlar kendisiyle çağdaş olan Irâklı Şâfi‘î fakîhi Mâverdî tarafında zikredilmiş olması, icmâ‘ın delilleri konusundaki birikimi göstermektedir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn, icmâ‘ın çeşitleri konusunda temelde birbiriyle ilişkili olan olan iki ayrım yapmaktadır. Birincisi icmâ‘a katılanlar veya icmâ‘ın bilinebilirliğine göre yaptığı taksimdir. Buna göre icmâ‘, ‘âmm (genel halk kitlesi) ve hâss (âlim) olanların bildiği icmâ‘ ve sadece hâss olanların bildiği icmâ‘ olmak üzere iki kısma ayırılmaktadır. Namazın farzları, ravâtib sünnetler ve bayram namazları gibi ‘âmm icmâ‘a muhalefet küfrü gerektirir. Fıkıh literatüründe icmâ‘ olup olmaması tartışmalı olan ‘avl meselesi, mut‘a nikâhı ve ribe’l-fadlı hâs icmâ‘ olarak değerlendiren el-Ḳāḍî Ḥüseyn, bu tür icmâ‘a muhalefeti ise fısk olarak değerlendirmektedir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in ikinci icmâ‘ türü nassa ve kıyâs-ı celîye dayanan icmâ‘ ve hafî kıyâsa dayanan icmâ’dır. Bu tür icmâ‘, sonradan kazandığı terim anlamıyla sened bakımından naklî icmâ‘ ve ictihâdî icmâ‘ ayrımına dayanmaktadır. el-Ḳāḍî Ḥüseyn, sened bakımından gerek nassa gerekse de ictihâda dayalı olan icmâ‘a muhalefeti küfrü gerektirdiğini düşünmektedir. Bu bir anlamda icmâ‘ı hüküm olarak eşit düzlemde kabul etmek ve icmâ‘ ayrımlarını lafzi düzeye indirmektir. el-Ḳāḍî Hüseyn icmâ‘ meseleleriyle bağlantılı olarak sahâbî kavlinin hücciyetini de tartışmaktadır. el-Ḳāḍî Ḥüseyn, icmâ‘ın sadece sahâbe asrıyla sınırlı olduğu tezine karşı çıkararak, icmâ‘ın Hz. Peygamber’den sonraki herhangi bir asırda gerçekleşebileceği görüşündedir. Sahâbe icmâ‘ını sahâbînin ileri sürdüğü görüşün diğer sahâbîler arasında yaygınlık kazanıp kazanmasına göre iki farklı kategoride ele alan el-Ḳāḍî Ḥüseyn, muhalefeti bilinmeyen yaygınlık kazanmış sahâbî kavlinin hücciyetini tartışmaktadır. el-Ḳāḍî Hüseyn, sukût-i icmâ‘ olarak terimleşen bu tür sahâbî kavlinin hücciyeti bağlamında Şâfi‘î fıkıh usûlündeki icmâ‘ tartışmaları hakkında kayda değer bilgiler aktarmaktadır. Diğer sahâbîler arasında yaygınlık kazanmamamış sahâbî kavlinin hücciyeti konusunda el-Ḳāḍî Hüseyn’in aktardığı bilgilerin kendi çağdaşı Mâverdî’nin ve daha sonraki usûlcülerin aktarımlarından farklılık arz etmektedir. Bu tür sahabî kavlinin kıyâs karşısındaki konumuna ilişkin Şâfi‘î’nin kadîm ve cedîd görüşlerini aktarması, kendi dönemindeki usûl malzemesiyle kıyâs yapma imkanı sağlamaktadır. Sahâbîlerin ihtilâflı meselelerine değinen el-Ḳāḍî Hüseyn, tartışmalı bir aktarımda bulunmaktadır. Sahâbîlerin bir meselede iki gruba ayrılarak ihtilâf etmeleri halinde üçüncü bir görüşün ortaya atılmasının câiz olduğu konusunda ihtilâfın olmadığını aktaran el-Ḳāḍî Huseyn’in bu aktarımı kendi çağdaşı Mâverdî ve diğer Şâfi‘î usûlcüler tarafından farklı bir şekilde aktarılmaktadır. Onlara göre bu durumda üçüncü bir görüşün ortaya atılması söz konusu meselede icmâ‘ olduğu gerekçesiyle câiz değildir.
Keywords