Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2023)

Maniheizm Hakkında Bir İnceleme: Mesajlarıyla Yaşayan Din

  • Mehmet Mekin Meçin

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.1321806
Journal volume & issue
Vol. 27, no. 2
pp. 726 – 745

Abstract

Read online

Bu çalışmada, Maniheizm düşüncesinin temel kodlarını incelemek ve Maniheizm takipçilerinin yeryüzünden silindikten sonra düşüncelerinin yok olup olmadığını tartışmak amaçlanmaktadır. Araştırmamızda hikmetin kesintiye uğramayan geleneğinin izinde din fenomenolojisi ve karşılaştırma metodu kullanılmıştır. Çalışmada, Maniheizm düşünce mekanizmasının çerçevesi ortaya konarak sonraki dinler ve düşüncelerdeki izlerini yakalamaya ve böylece hikmet geleneğinin zamanlar üstü akışına ve izleğine dikkat çekmeye gayret edilmiştir. Maniheizm’in mesajlarıyla varlığını sürdürdüğü tezini temellendirmek amacıyla İslam öncesi ve İslam sonrası dönemlerden bazı örnekler sunulmuştur. Çalışma aynı zamanda Maniheist düşünce mekanizmasını oluşturan dinamiklerin etkili ve güçlü olmalarına rağmen, neden her zaman halka hitap eden zahiri dini düşünce mekanizması karşısında mağlup olduğu problematiğini de tartışmıştır. Bu tartışmada derin gnostik düşüncelerin, ödül ve cezaya odaklı halk kitleleri tarafından anlaşılmadığı gibi zahiri din adamları tarafından da takdir edilmediği belirtilmiş ve gücünü halk yığınlarından alan iktidarların da desteğiyle bâtıni düşüncelerin ortadan kaldırıldığına işaret edilmiştir. Bu tartışmanın devamında, Maniheizm ve İşrakîlik gibi gnostik düşüncelerin, dünya hayatını hiçe sayan hatta yok oluşa sürükleyen madde düşmanlığı edebiyatının, kendi sonlarını hazırlayan iç dinamikleri olarak değerlendirilmiştir. Maniheizm ile sonraki gnostk veya irfani düşünceler arasında kurulan bağıntıda şu ortak izleğin altı çizilmiştir: Işık parçası olan insan nefsi veya ruhu, yüce bir yerde konumlandırılan ışıklar âleminden şeytanî bir kökene sahip olan alçak maddî dünyaya ve maddî insan bedenine düşmüş, orada unutkanlık, baygınlık, bellek yitimi veya gaflete dalmış, kurtarıcı elçiler tarafından gelen gnostik/irfanî mesajlar veya vahiyle uyanmış, bu uyanıştan sonra eskatik temrinler ve riyazetle ruhanî bir yolculuğa koyulmuş ve sonunda ait olduğu anavatanına yeniden kavuşarak ışığın kaynağıyla birleşmiştir. Maniheist düşünce sisteminin aynı zamanda İslam sonrası dönemlerde daha belirgin hale gelen ve madde karşıtlığıyla ön plana çıkan şühûdî irfanla önemli ortaklıklara sahipken, maddeyi yaradılışın mükemmel formu olarak gören Zerdüştîlik düşüncesinden koptuğu gibi maddeyi yaratıcının bir tecelligahı ve aynası olarak gören İslam’ın vücûdî irfan düşünce sistemiyle de ters düştüğü fark edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, Maniheizm'in Zerdüştîlik, Budizm ve Hıristiyanlık gibi önceki dinî geleneklerden beslendiği, bu birliği ve yakınlığı ezeli hikmetin bir varisi olarak iftiharla dillendirdiği ve İslam’ın da aralarında olduğu daha sonraki dinî ve düşünsel gelenekler aracılığıyla varlığını sürdürdüğü tespit edilmiştir. Yine günümüzde hiçbir takipçisi bulunmamasına rağmen, Maniheizm’in gnostik mesajlarıyla sonraki dinî düşünceler içerisinde var olmaya devam ettiği, günümüze kadar çeşitli mistik grupların kisvesi altında etkilerini sürdürdüğü ve son tahlilde ezeli hikmetin zamanlar ve mekânlar üstü ruhu ve izleğinin takipçileri yok olsa bile varlığını sürdürebildiği sonucuna ulaşılmıştır.

Keywords