İtobiad (Dec 2023)

İsrail-Filistin Çatışması, Karşılıklı Ekonomik Bağımlılık ve Barış Tesisi

  • Mehmet Rakipoğlu,
  • Jalal Ts Selmi

DOI
https://doi.org/10.15869/itobiad.1346892
Journal volume & issue
Vol. 12, no. 5
pp. 2708 – 2724

Abstract

Read online

Bu çalışma, 1990’larda Filistin ile İsrail arasında gerçekleştirilmesi planlanan ekonomik barış tesisi sürecini neo-liberalizm teorisi çerçevesinde incelemektedir. 1948 yılından beri Filistinlilerle İsrailliler arasında yaşanan çatışmanın çözülmesi adına Amerika Birleşik Devletleri 1990’ların başında arabuluculuk yapmaya başlamıştır. Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ın liderliğinde başlatılan ve yürütülen İsrail-Filistin yakınlaşmasının ana hedefi; iki ülke arasında karşılıklı ekonomik bağımlılık oluşturulup aralarında olan çatışmaya son vermekti. Bu anlamda çalışma, Filistin ile İsrail arasında uzun süredir devam eden çatışmaları sona erdirmek adına, 1993-2000 yılları arasında karşılıklı ekonomik bağımlılık çerçevesinde başlatılan ve “Oslo Barış Süreci” olarak adlandırılan barış inşası sürecini tartışmaktadır. Çalışma neo-liberalizmin ana akım teorilerinden olan karşılıklı ekonomik bağımlılık inşası ile siyasi krizlerin çözülmesi arasında bir bağlantı kurmayı ve bu süreci analiz etmeyi hedeflemiştir. Çalışmada özellikle 1991 yılında SSCB’nin çökmesi ve ABD’nin Ortadoğu ve dünyaya tek hâkim başat bir güç olması ile birlikte İsrail ve Filistin taraflarını süreci kabul etmeye iten nedenler ele alınıp sürecin nasıl başladığı, karşılıklı ekonomik bağımlılığın kurulma aşamalarının İsrail ile Filistin arasında pratikte nasıl işlediği, barış tesisi bağlamında amaçlanan hedeflerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ve değerlendirilmiştir. Elde edilen bulguların sonucunda, uygulanmaya çalışılan yakınlaşma yönteminin iki ülke arasında ticari anlamda karşılıklı fayda sağladığı görülmüştür. Fakat karşılıklı ekonomik bağımlılık inşa etme sürecinin İsrail-Filistin arasındaki siyasi ve askeri krizleri çözemediği ortaya çıkmıştır. Bu durumun temel gerekçeleri; İsrail’in güvenliği, ekonomik ilişkileri geliştirmekten öncelikli görmesi, İsrail-Filistin arasındaki ekonomik ilişkilerin eşitler arası olmayışı, İsrail’de iktidara gelen aşırı sağcı parti ve siyasi aktörlerin pozisyonları olarak sunulmuştur.

Keywords