Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Feb 2017)
Türkiye’nin ‘De Facto’ Döviz Kuru Rejiminin Belirlenmesi
Abstract
‘De facto-De jure’ uyuşmazlığını eleştiren ve ülkelerin kur rejimlerini sınıflandıran çalışmalar 1979 yılında başlamış ve halen önemini korumaktadır. Önde gelen çalışmaların sonuçları arasındaki uyumsuzluklar, araştırmacıları kur rejim esnekliğini belirleyen yeni modeller üzerine çalışmaya itmektedir. Bu modellerden biri de 2008 yılında Frankel ve Wei tarafından önerilmiştir. Bu çalışmada Frankel ve Wei 2008 tarafından ortaya konulan model kullanılarak; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TCMB tarafından resmi olarak açıklanan döviz kuru rejimi de jure ile uygulanan döviz kuru rejimi de facto arasında farklılığın olup olmadığı, diğer bir ifadeyle dalgalanma korkusu nedeniyle farklı bir döviz kuru rejimine yönelim olup olmadığı araştırılmıştır. Ülkelerin kurlara müdahalesinin nedenini “dalgalanma korkusu” olarak açıklayan Calvo ve Reinhart’a 2002 göre, bağımsız döviz kuru uygulandığını ilan eden ülkelerin aslında kurlardaki dalgalanmalardan çekindiklerini ve fiili olarak sabit kur veya ara rejimli uygulamalara yöneldiklerini ifade etmektedir. Özellikle düşük kredibilite, ani duruş sorunu, ilk günah problemi, yüksek dolarizasyon, döviz kurlarından fiyatlara geçiş etkisi, güvenirlik sorunu ve finansal piyasalarla kısıtlı bütünleşme gibi problemlerle karşılaşacağını düşünen ülkelerin parasal otoriteleri dalgalanma korkusu nedeniyle döviz kurundaki büyük dalgalanmalara duyarsız kalamayarak, döviz piyasasına fiili olarak müdahalede bulunmaktadır. Çalışmada araştırma dönemi 2003-2017 yıllarını kapsamakta olup, elde edilen bulgulara göre, araştırma dönemi boyunca Türkiye’de dört farklı ‘de facto’ kur rejimi uygulandığı ortaya çıkmıştır. Belirlenen alt dönemler için model uygulanmış ve döviz piyasasında baskıyı temsil eden EMP değişkenin katsayısına bağlı olarak ülkenin döviz kuru rejiminin esnekliği belirlenmeye çalışılmıştır. EMP değişkenin her dönemde anlamlı çıkması, fiilen sabit kur rejimi uygulanmadığının kesin bir göstergesiyken; EMP katsayılarının düşük çıkması fiilen ara rejim uygulamasının olduğunu ifade etmekdir. Bu sonuçlar, 2003-2017 döneminde fiilen ara rejim uygulandığını göstermekte olup, Calvo ve Reinhart 2002 tarafından ortaya konulan “dalgalanma korkusu” kavramını desteklerken, Fischer 2001 tarafından önerilen “iki kutupluluk” hipotezini reddetmektedir. Ayrıca EMP sonuçları dikkate alındığında, ABD Merkez Bankası Fed’in yeni dönem politikalarıyla birlikte Türkiye’nin 2014 yılından sonra daha katı bir kur rejim uygulamasına geçtiği analiz sonuçlarından açıkça görülmektedir.