Trabzon İlahiyat Dergisi (Jun 2020)
Tefsirin Gayesi ve İşlevi: İbn Âşûr'a Göre Kur'ân Lafızlarında Anlam Genişlemesinin İmkân ve Sınırları
Abstract
Kur’ân-ı Kerim, insanlığa gönderilen son ilahi mesaj olması hasebiyle nüzul süreci tamamlandığı günden kıyamete dek kendisine tabi olanları dünya ve ahiret saadetine ulaştıracak geniş bir muhtevaya sahiptir. Nitekim Kur’ân’ın hem lafız hem de mana cihetiyle; geçmiş-gelecek, gizli-aşikâr her şeyi bilen, sonsuz ilim sahibi Allah’a (c.c.) ait bir kelam olması bu iddiayı doğrulayan en açık delilidir. Kur’ân, dil ve üslup bakımından bu muhtevayı muhataplarına taşıyacak güçlü bir anlatıma sahiptir. Kur’ân lafızlarını manaya delaleti yönüyle ele alıp inceleyen tefsir ilmi, tarih boyunca Allah’ın (c.c.) muradına karşılık gelen bu zengin muhtevayı muhatapların idrakine sunmayı gaye edinmiştir. Bununla birlikte tefsir literatürü içerisinde ayetlere ilişkin aktarılan her bilgiyi murad-ı ilahinin beyanı kapsamında değerlendirmek de doğru olmayacaktır. Nitekim bu bilgilerden kimisi doğrudan ayette kast olunan manayı açıklamaya yönelik iken kimisi ayetteki kastın muhatabın zihninde iyice yer etmesi için farklı ilimlerin örneklerinden yararlanılarak detaylandırılmasından ibarettir. Bu çerçevede Kur’ân lafızlarından çıkarılan anlamların murad-ı ilahi ile ilişkisine dair yapılacak tespit ve değerlendirmeler tefsir ilminin işlevini belirleyecektir. Son dönemde özellikle Arap dili, tefsir ve fıkıh alanındaki eserleriyle dikkatleri üzerine çeken Muhammed et-Tâhir İbn Âşûr (ö. 1973), kaleme aldığı hacimli tefsiri et-Tahrîr ve’t-tenvîr’in girişinde tefsir ilminin gayesi ve işlevi bağlamında Kur’ân lafızlarında anlam genişlemesinin imkân ve sınırlarına dair önemli tespitlerde bulunmaktadır. Bu makalede İbn Âşûr’un konuyla ilgili ortaya koyduğu ve tefsirde metodoloji arayışlarına öneri olarak sunulabilecek bu tespitler ve değerlendirmeler analiz edilmiştir.
Keywords