Hitit İlahiyat Dergisi (Dec 2021)

Türkiye’de Tekâfül ile Katılım Bankacılığı ve Ekonomik Büyüme İlişkisi

  • Tolga Ergün

DOI
https://doi.org/10.14395/hid.929568
Journal volume & issue
Vol. 20, no. 3
pp. 225 – 264

Abstract

Read online

Tekâfül, Arapça’da kefalet, karşılıklı garanti vermek, birbirinin yerine kefil olmak anlamına gelen kefele fiilinden türetilmiştir. Alan yazında, katılım sigorta veya teavün sigortacılığı gibi çeşitli kavramlarla ifade edilen tekâfül, muhtemel rizikolara karşı katılımcılar arasında yardım ve dayanışmayı sağlayan alternatif bir sigorta sistemidir. Bu sistemde, çoğunlukla bir katılım bankası tarafından kâr amacıyla bir şirket kurularak, sigorta yaptıranlardan oluşan bir katılımcı grubu oluşturulur. Katılımcılar, yaptıkları sözleşme karşılığında sigorta primlerini öderler. Sigorta şirketi, katılımcılar adına ilke olarak vekil görevini üstlenir ve sigorta işlemlerini organize eder. Tekâfül sigorta sistemi; mudarebe modeli, vakıf modeli, vekâlet modeli ve hibrit (karma) model olarak dört şekilde uygulanmaktadır. Katılım finans ürünlerinden biri olan ve yardımlaşma ilkesini esas alan tekâfülün hem dünya hem de Türkiye finans sektöründeki önemi ve bilinirliliği her geçen gün artmaktadır. Dünyada ilk kez 1979 yılında Sudan’da, Türkiye’de ise 2009’da uygulanmaya başlamıştır. 2017’de yapılan yasal düzenlemeyle ise sigorta şirketlerinin de tekâfül penceresi ile sigorta hizmeti vermesine imkân sağlanmıştır. Tekâfülün dünyadaki toplam varlık büyüklüğü 2019’da 51 trilyon Amerikan dolarına ulaşmış ve aynı dönemde Türkiye, küresel tekâfül piyasasında en hızlı büyüyen ülke konumuna yükselmiştir. Mevcut durumda, dünyada 116 adet yarı tekâfül şirketi penceresi olmak üzere 47 ülkede toplam 353 adet katılım sigorta hizmeti veren şirket bulunurken, Türkiye’de ise 4 adet tam teşekküllü tekâfül şirketi ve 8 adet pencere ile katılım sigorta hizmeti sunulmaktadır. Bu bağlamda, 2024’te küresel tekâfül varlık büyüklüğünün 65 trilyon Amerikan dolarına yükselmesinin beklendiği bir ortamda tekâfülün, Türkiye katılım bankacılığı sektörü ve ekonomik büyüme üzerindeki rolünün araştırılması çalışma konusunun önemini göstermektedir. Ayrıca alan yazındaki bilimsel araştırmalar incelendiğinde, tekâfül ile ilgili teorik çalışmaların yapıldığı ancak katılım bankacılığı ve ekonomik büyüme üzerinde, tekâfülün etkisini inceleyen ampirik çalışmaların kısıtlı kaldığı dikkat çekmektedir. Yukarıdaki bilgiler ışığında çalışmada, Türkiye’de tekâfül finansman ürünü ile katılım bankacılığı ve ekonomik büyüme arasındaki uzun dönem ilişkinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, 3 adet araştırma modeli kurulmuştur. Modellerde, katılım bankacılığı sektörünün tekâfül varlıkları büyüklüğü ile finansal performans göstergelerinden dönem net kârı ve net faaliyet kârı değişkenleri kullanılmıştır. Ekonomik büyümeyi temsilen de Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) değişkeni dikkate alınmıştır. Ayrıca, katılım bankacılığı sektörünün toplam aktif büyüklüğü ile enflasyon oranı, kontrol değişkenleri olarak modele dahil edilmiştir. Araştırma modellerindeki değişkenlere ait 2010(Q1) ile 2019(Q4) arasındaki toplam 40 çeyrek dönem veriler, ekonometrik analiz yöntemlerinden ARDL sınır testi ile analiz edilmiştir. Ampirik çalışmada ilk olarak, çeyrek dönem zaman serileri mevsimsellik etkisinden arındırılmış ve doğal logaritmaları alınmıştır. Daha sonra, serilerin durağanlık sınaması yapılarak analiz varsayımları test edilmiştir. ARDL sınır testi sonucunda, tekâfül ile katılım bankacılığı sektörü ve ekonomik büyüme göstergelerinin eş bütünleşik olduğu tespit edilmiştir. Başka bir deyişle, tekâfül ile net faaliyet kârı, dönem net kârı ve GSYİH uzun dönemde birlikte dengeye gelerek istatistiksel olarak aynı yönde hareket etmektedir. Elde edilen bulgular, tekâfül finansman ürününün katılım bankacılığı sektörüne ve ekonomik büyümeye katkı sağladığını göstermektedir. Bu çerçevede, gerek finans sektörünce gerekse de reel sektörce katılım sigorta sistemini daha yaygın hale getirecek yatırım politikaları ile ülkenin ekonomik büyümesinde önemli bir finansman kaynağı oluşturulabilir, aynı zamanda tekâfül için daha fazla pazar payı temin edilebilir. Böylece Türkiye, hem küresel tekâfül piyasasında önde gelen Suudi Arabistan, İran ve Malezya gibi ülkelerle daha fazla rekabet edebilir konuma gelebilecek hem de bankacılık ve sigortacılık sektöründe yardımlaşma esasına dayalı katılım sigorta türünün bilinirliliğini arttırabilecektir.

Keywords