Akademik İncelemeler Dergisi (Apr 2015)

Şeriyye Sicillerine Göre Hicri 1137 (1724-1725) Senesi İstanbul’unda Osmanlı Ailesinin Evlenme ve Boşanma Verilerine Göre İncelenmesi

  • Hüseyin Ertuğ

DOI
https://doi.org/10.17550/aid.63358
Journal volume & issue
Vol. 10, no. 1
pp. 75 – 107

Abstract

Read online

Sosyal hayatın bütün yönlerinden izlerin bulunduğu şeriyye sicilleri Osmanlıtoplumsal yapısına dair yapılan araştırmalarda önemli bir yere sahiptir.Kadı’nın kazai görevleri yanı sıra idari ve beledi görevleri de üstlenmesi,hem hâkim hem noter fonksiyonuna sahip oluşu bu zenginliğin başlıca sebebidir.Bu çalışmada da cemiyetin en küçük birimi olarak nitelenen aileninevlenme, boşanma, nafaka gibi davalar açısından Hicri 1137 (1724-25) yılındakidurumu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Diğer bir deyişle hukuki belgelerdensosyolojik sonuçlar elde edebilmek için İslam hukuk prensiplerininOsmanlı dönemindeki uygulamalarına müracaat edilmiştir. Osmanlı ailehukuku İslam hukukunun temel prensiplerini esas almaktadır. Teorik hukukunuygulanışındaki örneklere ise şeriyye sicillerinde rastlanılmaktadır. Ailehukukunun evlenme, boşanma ve çocuklarla ilgili sicillerde yer alan kayıtlarınınincelenmesi hem teorik hukukun uygulamaları hem ailenin toplumsalyapı içindeki konumu hakkında bilgi vermektedir. Konuyu sınırlandırmakgerektiğinden bu çalışmada yer olarak İstanbul ve dönem olarak Hicri 1137(1724-1725) yılı seçilmiş ve İstanbul Şeriyye sicillerinden bu yıllara ait İstanbulBab Mahkemesi 135, Ahi Çelebi Mahkemesi 124 ve 125 numaralıdefterlerdeki evlenme, boşanma ve nafaka kayıtları gruplandırılmıştır. Bu üçdava türü içerisindeki verilerden çalışılan yıldaki evlenme, boşanma sayıları,boşanmaların talak ve muhalaa olarak oranları, evlilik esnasında aile arasıilişkiler, boşanma sebepleri, boşanma sonrası kadın ve çocuğun durumu gibihususlara değinilmiştir. Bütün verilerin değerlendirilmesinden çıkan genelsonuç İslam ve Osmanlı aile hukukunun paralellik arz ettiği ve Osmanlı ailehukukunda ailenin bütün üyeleri açısından bireysel hakların mevcut hukuk çerçevesinde korunduğu yönündedir. Bununla birlikte genel istatistiki değerlendirmeler için bir bölgenin farklı yıllara ait verilerinin de çalışılmasının zorunlu olduğu görülmektedir.

Keywords