Hitit İlahiyat Dergisi (Dec 2021)

Türkiye’de Faaliyet Gösteren Geleneksel Bankaların, Katılım Bankacılığı Penceresi Açmasının Olası Yansımaları

  • Atilla Ünlü,
  • Kamuran Yıldız

DOI
https://doi.org/10.14395/hid.929632
Journal volume & issue
Vol. 20, no. 3
pp. 81 – 106

Abstract

Read online

İslam Kalkınma Bankası’nın 1975 yılında kurulması ile dünyada katılım bankacılığı sektörünün varlığı adına güçlü bir temel atılmış ve birçok ülkede katılım bankalarının kuruluş süreci başlamıştır. Son yıllarda katılım bankalarının gelişim trendinin başarılı tablolar çizmesi ve gelecek yıllarda sektörü domine edecek bir büyüklüğe kavuşma ihtimali geleneksel (Konvansiyonel) bankacılık alanında faaliyet gösteren birçok bankanın da bu alana yönelmesine ve ilgi duymasına neden olmuştur. Bu kapsamda katılım bankacılığı pazarından pay almak isteyen geleneksel bankalar, sektöre giriş yapmak amacıyla alternatif uygulamaları hayata geçirmişlerdir. Bu uygulamalar arasında en yaygın olanı ise geleneksel bir bankanın İslami pencere açması modelidir. Dünya’da 2020 yılı itibarıyla 526 katılım bankası bulunmakta olup, bu bankalar içeresinde yer alan 219 bankanın katılım bankacılığı penceresi dâhilinde hizmet vermesi modelin dünya genelinde de yaygın bir şekilde uygulandığının göstergesi niteliğindedir. Pencere Sistemi’nin uygulanmasına yönelik İslam bilginleri arasında görüş birliğinin olmaması sistemin kabulü noktasında en önemli sorun olarak görülmektedir. Bu doğrultuda bir kısım İslam bilgini, pencere sisteminin geleneksel bankaların sermayesiyle kurulması ve İslami finansın gelişmesine herhangi bir katkı sağlayamayacağı gibi sebepleri gerekçe göstererek konu uygulama hakkında olumlu görüş belirtmemişlerdir. İslam bilginlerinin bir kısmı ise, pür bir geleneksel banka ile çalışmaktansa pencere sistemi dâhilinde hizmet gösteren banka ile çalışmanın daha makbul olacağını ve pencere sistemine dâhil olan geleneksel bankaların faizli yapısından arındırılarak tam teşekküllü bir katılım bankasına dönüşmesi ihtimalinden dolayı, konu uygulama hakkında olumlu görüş belirtmişlerdir. İslam bilginlerinin pencere sistemi yönelik temelde iki farklı görüşe sahip olmaları İslami finans piyasalarına yansımıştır. Bu doğrultuda bazı ülkelerde geleneksel bankaların pencere sistemi aracılığıyla İslami finans piyasalarının bir aktörü konumuna gelmesi hususunda bir beis görülmez iken, bazı ülkelerde ise konu sistemin uygulanmasına izin vermemiştir. Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkeler arasında pencere sistemini aktif bir şekilde kullanan ülkelerin başında; Suudi Arabistan, Bahreyn, Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya ve Bangladeş gelmektedir. Bu ülkeler (Pakistan hariç) ayrıca küresel ölçekte İslami bankacılık varlıkları açısından en yüksek değere sahip ilk on ülke içeresinde de yer almaktadır. İslami bankacılık varlıkları açısından en yüksek değere sahip ilk on ülke içeresinde yer alan fakat pencere sistemine dâhil olmayan veya konu uygulamadan vazgeçen ülkeler ise; İran, Kuveyt, Katar ve Türkiye’dir. Türkiye’nin kalıcı anlamda İslami finans kültürü ile tanışması 1985 yılında gerçekleşmiştir. Başlangıçta özel finans kurumu adı altında faaliyet gösteren katılım bankaları 2005 yılında bankacılık kanununda yapılan değişiklik sonucunda banka unvanını almışlardır. Türkiye’de katılım bankaları 36 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen, hem ulusal bankacılık sektöründeki payı hem de uluslararası İslami finans piyasalarından aldığı pay nispi olarak düşük seviyelerde seyretmektedir. Türkiye’de katılım bankacılığı sektörünün bankacılık sektörü içeresindeki payının artırılamaması, katılım bankacılığı sektörü ve paydaşları için çözülmesi gereken bir sorun olarak görülmektedir. Bu durum karşısında bir taraftan sektördeki aktörler alternatif ürün ve hizmetler sunarak konu sorundan arınmaya çalışırken, diğer taraftan kamu otoritesi ise 20 Eylül 2018 tarihinde yayınladığı “Orta Vadeli Program (2019-2021)” kapsamında katılım bankacılığının yaygınlaştırılması amacıyla yeni iş modeli/pencere sisteminin uygulanmasına yönelik düzenlemeler yapılacağını beyan etmiştir. Bu doğrultuda çalışmanın temel amacı; Türkiye’deki geleneksel bankaların, katılım (İslami) bankacılığı pencere sistemi dâhilinde faaliyet göstermelerine izin verilmesi durumunda, ortaya çıkacak olası etkilerin çözümlenmesini sağlamaktadır. Konu uygulamaya yönelik alan yazını incelendiğinde, dünyada çok sayıda çalışma yapılmasına rağmen Türkiye’de konu uygulama üzerine kapsamlı bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Çalışma kapsamında nitel (Kalitatif) araştırma tekniklerinden doküman incelemesi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda pencere uygulamasının katılım bankacılığı sektörü üzerine olası etkilerinin çok boyutlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bu doğrultuda olası etkilerin analiz edilebilmesi için sisteminin güçlü yönleri, zayıf yönleri, fırsatları ve tehditleri belirlenmeye çalışılmıştır.

Keywords