Eskiyeni (Sep 2019)
Manevi Eğitim Açısından Hacı Bayrâm-ı Velî’nin Şiirlerinde Varoluşçu Temalar
Abstract
İnsanın ahlaki açıdan terbiyesi ve kendini bilmesi, Hacı Bayrâm-ı Velî için çok önemli bir husustur. Yaşadığı dönemin toplumsal problemlerine karşı duyarlı olan, problemlerin çözümünde varoluş amacını ve anlama ilişkin arayışı ön plana çıkaran Hacı Bayrâm-ı Velî düşüncelerini şiirler yoluyla aktarmıştır. Şiirlerinde, kendisinin öğretmen ve mutasavvıf kişiliği ön plana çıkmaktadır. İnsanın yaratılış ve dünyaya geliş amacını, sorumluluğunu, kendisinin ve dışardaki âlemin varlığına ilişkin anlam arayışını, diğer varlıklarla olan münasebetini manevi ve tasavvufî bir çerçevede ele alıp işlemiştir. Şiirlerinde kullanılan dil ve yaklaşım için her bireyin öznel deneyimlerini ve anlamlandırma süreçlerini yaşamasına olanak sağlayacak şekilde tasarlandığı söylenebilir. Hacı Bayrâm-ı Velî şiirlerinde manevî eğitimi önemsemiş, bireysel ve toplumsal problemlerin çözümü için manevi eğitim (irşad) yoluna başvurmuştur. Nazım olarak da ifade edilebilen şiirlerde, nesirden farklı olarak, anılan bağlam gizli olarak yer almaktadır. Şiirlerin toplumsal ve bireysel mesaj iletme misyonundan ziyade duyuşsal alanla ilgili ümit, sevgi, hasret gibi kavramları işlediği görünse de toplumu eğitme fonksiyonları da yadsınamaz bir gerçekliktir. Bu çalışmada Hacı Bayrâm-ı Velî’nin şiirlerinde manevi eğitim açısından ön plana çıkan varoluşçu temaların incelenmesi amaç edinilmiştir. Hacı Bayrâm-ı Velî’nin yazmış olduğu bilinen dört adet dört şiiri bulunmaktadır: İlahi, İlahi Zikir, İlahi Taksim, İlahi Savt. Bu şiirler incelenirken içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Varoluşsal/manevi eğitim, her bireyin kendi benlik kıvamının farkına varmasını amaç edinir. “Manevi eğitim”in yapılandırılmış veya kabul görmüş genel geçer bir tanımını yapmak zor görünmektedir. Bununla beraber temelde manevi eğitim dört boyutta ele alınmıştır: (1) dini ilkeler temelli eğitim, (2) kişiliğin eğitimi, (3) manevi aktiviteler içerisinde eğitim ve (4) manevi eğilimler içerisinde eğitim. Bu sınıflandırma, “Varoluşçuluk” yaklaşımının yanı sıra değerleri ve aşkın boyutu içine alan “Benötesi” yaklaşım ile ilişkili bir biçimde insanın kalp, ruh ve sırlarına ilişkin fıtrî eğilimlerini keşfedip bu eğilimlere odaklanmasını, böylelikle özgün gelişimini esas alan otantik bir yaşamı seçmesini amaçlamaktadır. Bu çalışmada ele alınan Varoluşçuluk, tanrıbilir bir varoluşçu yaklaşımdır. Varoluşçu temalar ise adı geçen kavramlardan hareketle insanın benötesi boyutuyla kurduğu ilişki biçimidir. Bu ilişki, bir yolculuk içerisinde kendini gösterir ve çeşitli unsurlar (temalar) bu yolculuğa eşlik eder. Varoluşçuluğun en temelde odaklandığı nokta, benliği merkeze alan anlamın keşfine yapılan serüvendir. Manevi eğitimin de benzer bir amacı vardır. Bireyin varoluş yolculuğuna anlam ve değer katan ve bu mana ile ilişkili olan her türlü unsur maneviyat olarak isimlendirilebilir. Özellikle geleceğin bireye getireceklerine ilişkin kaygı duyan insan belirsizlikleri yönetebilmek adına birtakım manevi ihtiyaçlar ortaya çıkmaya başlayacaktır. “Öz”ünün ne kadar aciz ve fakir olduğunu anlayan, ihtiyaçlarını gidermekte zorlanan ve bağlılıklarını yönetmekte güçlük çeken insan Yaratan’dan bağımsız olarak hareket ederse can sıkıntısı, özüne yabancılaşma, hayatın saçmalıklarıyla mücadele etme, hiçlik duygusuyla yüzleşmek durumlarıyla baş başa kalacaktır. Yani ihtiyaçları başından aşkın olan insan, var olmaya çalışarak özü bulması ve gerçek özgürlüğe kavuşması mümkün gözükmemektedir. Bu durumda ister istemez “öz varoluştan önce” gelecektir. Kapsanma, korunma ve ünsiyet gibi özündeki manevi ihtiyaçlarını gerçek sevgilinin (Yâr) uhdesine bırakıp O’nun ile gideren ve yöneten insan gerçek varlığı bulacak ve gerçek zenginliğe kavuşacaktır. Yani Yaratana aşk ile bağlanarak ihtiyaçlarını ve bağımlılıklarını azaltarak benlik hapsinden kurtulan kişi gerçek varlığı bulacaktır. Hacı Bayrâm-ı Velî özellikle hayatın zor gelmeye başladığı zamanlarda olayların gerçek anlamlarına odaklanılması, pozitif bakış açısının hiçbir zaman kaybedilmemesi, iç görü becerisinin geliştirilmesi, olaylarla başa çıkmaya gayret edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Fakat bunun ancak bir ve tek olan Yaratan’a beslenen güven ve sevgi hissiyle olabileceğini belirtmiştir. Ayrıca Yaratan ile kurulan güçlü bağlılığın, kişinin manevi ve psikolojik iyi oluş düzeyini olumlu yönde besleyeceğini “bayram etmek” gibi ifadelerle dile getirmiştir. Yaratanın, insana ruhundan üfleyerek kendisinin tanınmasına aracılık edecek ikinci bir benlik yarattığını ve insanın bu benlik aracılığıyla Rabbini daha iyi tanıyabileceğini şiirlerinde işlemiştir. Tüm âlemi, Allah’ın nimeti ve emaneti olarak görmek ve ona göre davranış göstermek birlik (tevhid) düşüncesiyle hareket etmeyi Yaratanla uyumlaşmayı gerektirir. İnsan, ruhsal ve manevi özelliklerini varoluşunda veya hayatında ne kadar çok gösterirse, Yaratanını o kadar kolay bilme fırsatını elde eder. Varoluş düzeyi yüksek, yani benliğinin farkına varmış, onu yönetmeye istekli ve eylem içerisinde olan kişi çevresiyle ve Yaratanla uyumlaşabilir. Çünkü iç âlemini, benliğini, duygularını, düşüncelerini fark edebilir ve kendi davranışlarının sorumluluğunu almaya istekli olur. Varoluşçuluk denilince doğal olarak son yüzyıldaki düşünürlerin söz ve eserlerine bakılsa da Hacı Bayrâm-ı Velî’nin şiirlerinde işlenen temalar varoluşçu yaklaşımın temalarıyla benzerlik göstermektedir. Hacı Bayrâm-ı Velî her ne kadar varoluşçu akımlardan çok önce şiirlerini yazmış olsa da şiirlerinde Varoluşçuluk çerçevesinde ele alınabilecek “öz, özünü bilmek, hiçlik, değişim, ünsiyet” gibi temalara sıklıkla başvurmuş olduğu görülmektedir. Kendisi şiirleri yoluyla, yaklaşık altı asır önceden Varoluşçuluğun nüveleri denilebilecek esasları tanrıbilir bir varoluşçu sıfatıyla insanlığa sunmuştur. Hatta şiirlerinin tamamıyla varoluşçu şiir tarzına sahip olduğunu savunulabilir. Sonuç olarak Hacı Bayrâm-ı Velî’nin şiirlerinden hareketle manevi eğitim açısından varoluşsal ana temaların içsel yaşamın ortaya çıkışı, varoluş amacının farkına varma, manevi ihtiyaçlar, manevi değişim ve dönüşüm, birlik düşüncesi ve Yaratanla uyumlaşma olduğu söylenebilir.
Keywords