Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (Jun 2020)

Son Dönem Osmanlı Şeyhlerinden Kenân Rifâî: Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Anlayışı

  • Arzu Eylül Yalçınkaya

DOI
https://doi.org/10.35415/sirnakifd.653398
Journal volume & issue
Vol. 11, no. 24
pp. 98 – 128

Abstract

Read online

Ken’ân Rifâî, 20. yüzyılın önemli sûfi şeyhlerinden birisidir. Tasavvufî görüşlerinde tevhid ve aşk vurgusu öne çıkan şeyh Ken’ân Rifâî, meşrebinde sahv unsuru galip gelen dengeli ve orta yolu takip etmiş bir sûfî portresi çizmektedir. Söz konusu denge hâli, onun din ve tasavvuf anlayışında da kendisini hissettirmektedir. Bu makalede, Osmanlı son dönem sûfî ve maârifçilerinden Ken’ân Rifâî’nin hayatı ve tasavvuf anlayışı ortaya konulacaktır. Bunun için öncelikle onun hayatı ve tasavvuf eğitiminin ayrıntıları hakkında bilgi verilecektir. Şeyh Ken’ân Rifâî, 1869 yılında Selânik’te dünyaya geldi. Filibe Hânedanı’na mensup olan Rifâî, 1876 Bulgar isyânı sırasında ailesi ile birlikte İstanbul’a gelerek Fatih semtine yerleşti. Galatasaray Lisesi’nden mezuniyetinin ardından, Bâbıâli’de görev aldıktan sonra, Maârif Nezâreti bünyesindeki kurumlarda çalışmaya başladı. Balıkesir’de başlayan memuriyet hayatı boyunca, Anadolu’dan Balkanlara, İstanbul’dan Medine’ye kadar birçok vilayette Maârif müdürlüğü, idarecilik ve müfettişlik gibi vazifelerde bulunan Ken’ân Rifâî, bu süre zarfında iki tarikattan seyr ü sülûkunu tamamladı. Filibeli Ethem Efendi’den Kadiri icazeti ve Medine Şeyhü’l-Meşâyıhı Hamza er-Rifâî’den, Rifâî icazeti alarak, 1908 yılından itibaren Fatih semtindeki Ümmü Ken’ân Dergâhında resmi olarak şeyhlik görevine başladı. Meclis-i Meşâyıh’a bağlı bir şeyh olarak on yedi yıl boyunca irşad faaliyetlerine devam eden Rifâî, yazdığı eserler ve bestelediği ilahilerle tasavvuf literatürüne ve tekke kültürüne önemli katkılarda bulundu. Ken'ân Rifâî, tekkelerin ilgası ile ilgili kararı, Hakk'ın bir tecellisi olarak kabul ederek 1925 yılında tekke faaliyetlerine son vermiştir. Ken’ân Rifâî Osmanlı Devleti’nin geleneksel ve modern eğitim kurumlarında yetişmiş bir eğitimci ve mutasavvıftır. Onun hayatı ve tasavvuf anlayışını incelemek, Osmanlı Devleti’nin son döneminde tasavvuf hareketlerini anlamaya da imkân vermektedir.

Keywords