Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2022)

Endülüs Şiirinde Peygamber Methiyeleri

  • Harun Özel

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.1139450
Journal volume & issue
Vol. 26, no. 2
pp. 621 – 645

Abstract

Read online

Hz. Muhammed’i (s.a.s.) konu alan ilk methiyeler, henüz o hayattayken ortaya çıkmıştır. Ḥassān b. S̠ābit (öl. 60/680 [?]), Abdullah b. Revāḥa (öl. 8/629) ve Kaʿb b. Mālik (öl. 50/670) gibi dönemin önemli Müslüman şairleri, Hz. Peygamber’i methetmiş ve gelecek kuşaklara mensup şairlere ilham vermişlerdir. Sonraki asırlarda ortaya çıkan gelişmelere bağlı olarak Peygamber’e karşı şevkli duyguları dile getirmek, onu ve Risâlet’ini savunmak için söylenen şiirlerin sayısında büyük bir artış olmuştur. Bu türün en çok artış gösterdiği yerlerin başında Endülüs gelmektedir. Endülüs’te Peygamber övgüsünün ilk örnekleri Mulūku’ṭ-Ṭavāif (1031-1090) döneminde ortaya çıkmıştır. 5./11. asrın sonlarına kadar zühdiye, mersiye ve istiṣrāḫ (feryat) şiirlerinin içerisinde işlenen Peygamber methiyeleri tasavvufî düşüncenin de edebiyat çevrelerine nüfuz etmesiyle sürekli artan örnekler sayesinde el-Medāiḥu’n-Nebeviyye/Nebeviyyāt adıyla ifade edilen müstakil bir tür haline gelmiştir. Endülüs’te Peygamber övgülerinin dönüm noktası Doğu’da olduğu gibi 7./13. asra denk gelen Muvaḥḥidler dönemidir (1147-1238). İlk olarak 4./10. yüzyılda Fāṭımīler tarafından siyâsî yönetimlerine meşruiyet kazandırmak için başlatılan ve Kuzey Afrika’da her yıl Rabîulevvel ayının on ikisinde düzenlenen mevlit kutlamaları, Muvaḥḥidler döneminin sonlarında Endülüs’e intikal etmiş ve zamanla Endülüs’teki en büyük resmî ve dînî bayramlardan biri haline gelmiştir. Her yıl Endülüs’ün dört bir yanında kutlanan mevlid bayramı ve kutlamalar münasebetiyle okunan yüksek nitelikli şiirlere ödüllerin verilmesi bu alandaki edebî zenginliğe büyük katkı sağlamıştır. Peygamber övgülerinde Ebū Zeyd el-Fāzāzī (öl. 627/ 1230), İbnu’l-Cennān el-Enṣārī (öl. 650/1252), İbn Cābir (öl. 780/1378) ve İbn Zumrek (öl. 797/1395) gibi birbirinden yetenekli şairler ortaya çıkmıştır. Muvaḥḥidler döneminin en seçkin nebevî medih şairlerinden biri olan Ebū Zeyd el-Fāzāzī’nin, Iraklı şair Yaḥyā eṣ-Ṣarṣarī (öl. 656/1258) ve Mısırlı şair Būṣīrī’den (öl. 695/1296) önce Peygamber övgülerinin Endülüs’te yayılmasına öncülük ettiği söylenir. Alfabetik sıraya göre yazdığı ve tamamını peygamber övgülerine tahsis ettiği el-Vesāilu’l-muteḳabbele adında bir divanı bulunmaktadır. Hz. Peygamber hakkında söylediği methiyelerin ünü Kuzey Afrika’ya kadar yayılmış, bayramlarda ve özel günlerde kasidelerinin okunması bir gelenek haline gelmiştir. Muvaḥḥidler devletinin görkemli günlerine ve çöküşüne tanıklık eden İbnu’l-Cennān da, nebevî medih kasidelerinin çokluğu ve kalitesinden dolayı Peygamber şairi Ḥassān b. S̠ābit’e denk tutularak Şāʿiru’l-medīḥi’n-Nebī olarak anılmıştır. İbn Cābir el-Endelusī ise bedīʿiyye türü kasidelerin mucidi Ṣafiyyuddīn el-Ḥillī’nin (ö. 749/1348) ardından bu alanda ikinci kasideyi yazarak Endülüs’te bedīʿiyyāt türü kasidelerin öncüsü olmuştur. Muvaḥḥidler devletinin sonu ile birlikte çöküş sürecine giren Endülüs’te siyâsî istikrarsızlığın nebevî medih şiirlerine etkisi açıktır. Birçok şaire göre Endülüs’te Müslümanların içine düştüğü bu kötü durumdan kurtuluş, yeniden Hz. Peygamber’in sünnetlerine yapışmakla mümkündür. Muhtemelen bu düşüncenin bir yansıması olarak 7./13. asırdan itibaren pek çok şair kasidelerini Hz. Peygamber ve sünnetini anlatmaya tahsis etmiştir. Şiirlerinde Hz. Peygamber’i bütün ayrıntılarıyla anlatan şairler, onu methetme sayesinde içine düştükleri sıkıntı/hastalıklardan kurtulmayı ve cennette yüce makamlara ulaşmayı umarlar. Hz. Peygamber’in fizîkî özelliklerine de değinen şairler, onun mütebessim simasını ekseriyetle parlak bir güneşe ve dolunaya benzetirler. Hitabet gücü bakımından ise akıcı bir dile sahip olduğunu ve asla kötü söz söylemediğini belirtirler. Hz. Peygamber’i hoşgörü, adalet ve cesaret gibi ahlâkî erdemlerle öven Endülüslü şairler, sağanak yağmuru andıran ihsanlarının çokluğundan dolayı mahlûkatta ondan daha merhametli ve cömert birinin olmadığını ifade ederler. Endülüslü nebevî medih şairleri kaside yapısı bakımından Arap şiirinin geleneksel formlarına bağlıdırlar. Kasidelerin giriş bölümlerinde umumiyetle Hz. Peygamber’e ve kutsal mekânlara duydukları özlemi dile getirirler. Ana tema çoğunlukla, Hz. Peygamber ve onun üstün meziyetleri olup genellikle methiyelerini Hz. Peygamber’e salâtüselâm ile bitirirler. Birkaç sûfî şair hariç şiirlerinde sade ve anlaşılır bir dil kullandıkları söylenebilir. Şiirlerinin ilham kaynağı Kur’ân ve hadislerdir. Endülüslü şairler şiirlerinde kaside yapısını bozmadan bedî sanatlarını kullanmışlardır. Şiirdeki müzikaliteyi ise cinâs sanatının yanı sıra, aruz vezni ve kafiye düzeni ile sağlamışlar, bazen de bunu tekrar yoluyla desteklemişlerdir. İbnu’l-Cennān’ın kasidelerinde tekrarın her türlüsünü görmek mümkündür. Bu çalışmada, Hz. Peygamber’in Endülüs’teki yeri ve ona duyulan muhabbetin bir yansıması olan methiyeler incelenecektir. Ayrıca Endülüs’teki Hz. Peygamber tasavvuru dönemin siyâsî, sosyal ve kültürel çerçevesi içerisinde anlamlandırılmaya çalışılacaktır.

Keywords