Marife Dini Araştırmalar Dergisi (Jun 2017)

Tasavvufta Bir Taarruf ve Mükâşefe İmkânı Olarak Cezbe

  • Nurullah Koltaş

DOI
https://doi.org/10.33420/marife.591732
Journal volume & issue
Vol. 17, no. 1

Abstract

Read online

Sûfîler arasında üst bir müşâhede seviyesi kabul edilen cezbe, Allah’a visâlde bir başlangıç olarak da görülmektedir. Umum nezdinde istiğrak ya da yoğun bir manevî coşku sonucu gerçekleşen tavır değişikliklikleri gibi farklı yaklaşımların konusu olan bu kavram, esasen kalbe ansızın ulaşan tecellilerin etkisiyle ortaya çıkan ilahî bir çekim hâlini ve bunun sonucunda erişilen mükâşefeyi ifade etmektedir. Mahiyetine yönelik farklı tanımlamalarda bulunulmuş olmakla birlikte cezbeye ilişkin bir üstükapalılığın olduğu aşikârdır. Sûfiler, "Rahmân’ın cezbelerinden bir cezbe, ins ü cinin ameline denktir" Hadis-i Şerîf’inden yola çıkarak, söz konusu çekimin çekilen kişinin bir gayreti olmaksızın Hakk’ın onu seçmesiyle ihsân edilen bir mertebe olarak kabul ederler. Cezbe esnasında normal bir seyirde gerçekleşen sülûka nazaran daha hızlı bir mesâfe kat edilişi, makâmları aşan bir tabiata da işaret etmektedir. Cezbeye düçar olan kimselerden bir kısmı normal hallerine dönerken, bir kısmı da ulaştıkları bu mertebede kalıp sahva rücû edemezler. Klasik tasavvuf kaynaklarında cezbe ve cezbe ehli olan meczûblarla alakalı çok sayıda tasnifte bulunulmuştur. Özellikle Sühreverdî tarafından ortaya konan dörtlü tasnif, cezbenin seyrü sülûktaki yeri bakımından bir örneklik teşkil etmektedir. Bu çalışmada, halk nezdinde belli bir cezbe hâliyle irtibatlı olduğu düşünülen divâne, mecnûn, behlül gibi kavramlar kısaca izah edildikten sonra cezbenin tanımı ve seyrü sülûktaki önemi üzerinde durulacaktır. Daha sonra meczûb sınıfları üzerinde durularak bir mükaşefe ve taarruf imkânı olarak cezbenin tasavvuftaki konumuna değinilecektir.

Keywords