Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2021)

Edebî Değer Açısından Dil Sapmalarının Üstünlük Problemi: Cahiliye Dönemi Özelinde Şiir Zaruretleri

  • Mehdi Cengiz

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.856471
Journal volume & issue
Vol. 25, no. 2
pp. 893 – 907

Abstract

Read online

Sözlük ve gramer kurallarına uygun olan ölçünlü dil, edebiyata bilhassa şiire konu olduğunda çeşitli değişikliklere uğrar. Dil sapmaları adı verilen bu değişiklikler, şairin, dilin imkânlarını zorlayarak duygu ve düşüncelerini anlatmasından kaynaklanır. Bu doğrultuda dil sapmaları, kelimelerin telaffuzunun (ṣavt), biçiminin (ṣarf) ya da yazımının (kitâbet) değişmesi; ilgili dilde kullanılmayan yeni lafızların türetilmesi (irticâl) ve sözdiziminin (naḥiv) bozulması örneklerinde olduğu gibi yazarın, standart dilin dışına çıktığı tasarruflar olarak tanımlanabilir. İbn Hişam el-Ensârî (öl. 761/1360) ve Abdülkadir el-Baġdâdî (öl. 1093/1682) gibi pek çok edebiyat tenkitçisine göre farklı dillerden etkilenmemiş Arap şairlerin, yani ḳudemâ olarak nitelendirilen Câhiliyyûn, Muḥaḍramûn ve İslâmiyyûn adlı şair tabakalarının kullandıkları dil sapmaları makbul sayılıp ḍarûrâtüş-şiʿriyye (şiir zaruretleri) olarak değerlendirilir. Bu çerçevede ölçünlü dile uymayan dil sapmaları, lehçe farklılıkları, ilgili beytin farklı varyantları ya da çeşitli yorumlarla izah edilmeye çalışılır. Fakat İbn Fâris (öl. 395/1004) ve Ebü’l- Ḥasen el-Cürcânî (öl. 392/1001-1002) gibi bazı âlimler, şair de olsa hiç kimsenin hatadan masum olmadığını dolayısıyla da ilgili kullanımların laḥn (hata) olduğunu öne sürer. Bu isimlere göre şairlerin standart dil kurallarına aykırı olan tasarruflarını zorlama yorumlarla açıklamak anlamlı olmadığı gibi doğru da değildir. Dil sapmalarının hata olduğu varsayıldığında bunların edebî değer açısından, sapma olmayan bir metinden daha üstün olması mümkün değilken zaruret olarak değerlendirildiklerinde belirli kıstaslar çerçevesinde daha üstün olabilirler. Fakat hangi şiir zaruretlerinin bu üst dili temsil ettiği konusunda daha önce belirli kriterler ortaya konulmamıştır. Bu yüzden çalışmamızda ölçünlü dil kurallarını aşan dil sapmalarının doğru olup olmadığı hakkında ortaya atılan teoriler incelenip bunların üst bir dili temsil etmesi için gerekli olan ölçütler tespit edilecektir. Bu bağlamda dil sapmasının sebep olduğu fesâhat ihlali ile bu sapmanın ifadeye kattığı anlam ve şekilsel form önem kazanmaktadır. Standart cümle yapısına aykırı olan dil sapması hiçbir yönü ile dil kurallarına uymuyor ve şiire anlam ve şekil açısından hiç bir meziyet katmıyor ise bu tür kullanımların üst bir dili temsil etmesi mümkün görünmemektedir. Fakat ilgili dil sapması standart ifadede bulunmayan yeni bir anlam veya şekli ortaya koyuyor ve bu kullanım bir yönü ile ölçünlü dil kurallarına uyuyor ise üst bir dili temsil eder. Bir ifadenin fesâhati ihlal derecesi ise belâğat kitaplarında zikredilen kıyâsa muḫâlefet ve teʾlîf zaafı ile yakından alakalıdır. Bu çerçevede yaygın kelime kurallarına (sarf) aykırı olan kullanımlar kıyâsa muḫâlefet, cümle yapısına (nahiv) aykırı olanlar ise teʾlîf zaafı olarak adlandırılır. Fasih sayılmayan bu tasarrufların yaygın dil kurallarına aykırılığı, oluşan hatanın boyutu ile ilişkili olarak değişmektedir. Nitekim bunlardan bazıları göz ardı edilebilir küçük hatalar, diğerleri ise büyük fesâhat ihlalleri olarak değerlendirilmektedir. Kısaca dil sapmalarının daha üst bir dil kullanımını temsil etmesi için ilgili zaruretler standart dil kuralları ile izah edilebilmeli ve muhatapta uyandırdığı etki ölçünlü dilden daha fazla olmalıdır. Aksi takdirde şairin yaptığı tasarruf, anlamsız; ilgili dil sapması ise hatalı olacaktır. Çünkü şair, dil sapması olan bu lafız yerine, vezne uygun başka bir kelime seçebilir ya da bu lafzın yerini değiştirebilirdi. Bu doğrultuda makalenin girişinde dil sapmaları hakkında kavramsal bir çerçeve çizilip ilk bölümde konuyla ilgili edebiyat nazariyeleri incelenecektir. İkinci bölümde ise Cahiliye dönemi şiirlerinden örnekler verilerek dil sapmalarının belirli ölçülere bağlı olarak üstünlük ifade ettiği öne sürülecektir.

Keywords