Hitit İlahiyat Dergisi (Dec 2021)

AAOIFI Altın Standardı ve Türkiye Finansal Piyasalarına Etkisi

  • Recep Çakar

DOI
https://doi.org/10.14395/hid.980895
Journal volume & issue
Vol. 20, no. 3
pp. 289 – 310

Abstract

Read online

Tarih boyunca altın ekonomik hayatta önemli bir yere sahip olmuştur. Parasal sistem içinde uzun bir dönem ödeme aracı olarak kullanılan altın daha sonraları bir istikrar, güvenli liman, devletlerin ekonomik gücü ve en önemli yatırım aracı haline gelmiştir. Günümüzde 1,7 milyar nüfusa sahip İslam dünyasında da ödeme aracı olma, birikim ve yatırım aracı olma özelliği de taşımaktadır. Ancak dünyadaki ekonomik sistemin giderek finansallaşması bireylerin, işletmelerin ve devletlerin de sisteme ayak uydurmalarını zorunlu hale getirmiştir. İslam dünyası da 1950'lerden sonra emperyalizmin boyunduruğundan sıyrılarak bağımsızlığına kavuşan devletlerde üretimin artması, büyüme, gelişme ve petrolün değer kazanmasıyla modern ekonomik sisteme entegre olabilecek İslami prensiplere bağlı yatırım ve finansman araçları, kurumları yeniden kendini bulmuştur. Gerek birey, işletme gerekse devletler için yatırım aracı olan altın finansallaşan sistem içerisinde bankalar bünyesinde açılan hesaplarla yeni bir boyut kazanmıştır. Bankalarda açılan altın hesaplarının çeşitli gerekçelerle caiz olup olmadığı tartışması uzun bir zaman süregelmiştir. Bu tartışmalardan dolayı insanlar fiziki altına yatırım yapmakta fakat bankacılık sistemi vasıtasıyla daha likit ve güvenli bir araç kullanmaktan geri durmaktadır. Bu tartışmalar sürerken İslâmî Finans Kuruluşları İçin Muhasebe ve Denetleme Kurumu (AAOIFI), 2016 yılı sonunda Altın ve Altın İşlemleriyle İlgili Kurallar Standardı’nı çıkararak bankalar nezdinde çeşitli şartlar yerine getirildiği sürece altın hesaplarının caiz olduğuna karar vermiştir. Bu kararın sonuçları İslam İşbirliği Teşkilatına üye ülkelerinde özellikle Türkiye’de ekonomik sisteme hemen yansıyarak özellikle yastık altı diye tabir edilen altının bankacılık sistemine entegrasyonu hızlanmış bankalar bünyesinde altın hesaplarıyla yatırımcı miktarına ve tutarında değişimler yaşanmıştır. AAOIFI tarafından Altın ve Altın İşlemleriyle İlgili Kurallar Standardı’nın yayınlanmasının hemen sonrasında Türkiye’de piyasadaki 3.500 ton fiziki altının sisteme kazandırılması ve altın piyasasının kayıt altına alınarak ekonomiyi canlandırması için çalışmalar (altın hesapları, altına dayalı kira sertifikaları ve altın tahvili vb.) başlamıştır. Çalışmalar 2018 yılında sonuç vererek Takasbank nezdinde Altın Transfer Sistemi kurulmuş üye banka ve müşterilerinin kullanımına sunulmuştur. Altın Transfer Sistemi ile birlikte Altın bankacılığında en başta, altın şeklinde tutulan tasarrufların ekonomiye çekilmesi, mali piyasalar vasıtasıyla yurt içindeki tasarruf miktarının artırılması ve israfın önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada ilgili altın standardı kabul edildikten sonra Türkiye’de altın hesaplarında artışın anlamlı olup olmadığı ve katılım bankalarının bu konuda nasıl bir performans sergilediği incelenmiştir. Altın standardının yayınlanma öncesi ve sonrası altın hesaplarındaki refleks Non parametrik testlerden Mann Whitney U Testi aracılığıyla tespit edilmiştir. Çalışma sonucuna göre Türkiye’de 2010-2016 yılları arasında yaklaşık 10 milyar TL olan altın mevduatlarının 4 yılda 21 kat artarak 210 milyar TL düzeyine ulaştığı söylenebilir. Diğer taraftan miktar bazında da bankacılık sistemindeki altın seviyesi 135 tona ulaşarak girişimlerin kısmen amacına ulaştığı ifade edilebilir. Ayrıca katılım bankalarının konvansiyonel bankalara göre şube başına altın hesabı noktasında standardın yayınlanma tarihinden önce ve sonrasında da yaklaşık 2 kat daha iyi performansa sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında standardın yayınlanmasından sonra katılım bankalarındaki altın hesaplarında da konvansiyonel bankaların altın hesaplarında da anlamlı bir artış sağlandığı ortaya konulmuştur. Ancak katılım bankalarının altın hesaplarında standardın yayınlanması öncesi ve sonrasında konvansiyonel bankalara göre artış beklentisi teyit edilememiş, anlamlı bir farklılık olmadığı sonucuna varılmıştır. Çıkan sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde, katılım bankaları ne kadar konvansiyonel bankalara göre şube başına altın hesapları noktasında üstün olsalar da altın standardı yayınlandığı tarihten itibaren ilgili standardı anlatmakta yeterince başarılı olamadıkları, ilgili avantajı kendi lehine değerlendiremedikleri söylenebilir.

Keywords