TSBS Bildiriler Dergisi (Aug 2022)

Cahiliye Arap Toplumunda Cariyenin Evliliği ile ilgili Uygulamalar ve İslam’ın Getirdiği Hukuki Düzenlemelerin İncelenmesi

  • Gülistan Özdeş

DOI
https://doi.org/10.55709/TSBSBildirilerDergisi.2.190
Journal volume & issue
no. 2

Abstract

Read online

Köle, genel olarak ‘özgür olmayan, efendiye bağımlı, alınıp satılan hukuki, iktisadi, sosyal bakımlardan hürlerden farklı olan kimse’ şeklinde tarif edilir. Kadın köleye cariye denir. İnsanlık tarihiyle birlikte var olduğu düşünülen kölelik Mezopotamya, Antik Yunan, Roma gibi birçok medeniyette var olduğu gibi İslam öncesi Cahiliye Arap toplumunda da yer almaktaydı. Bu dönemlerde savaş esirliği başta olmak üzere kaçırılma, suç işleme ve ekonomik nedenler köleliğin ana kaynaklarıydı. İslam, kölelik kaynağını yalnızca meşru savaş sonucunda ele geçirilen esirlerle sınırlandırdı. Cariyelerin Cahiliye Arap toplumunda temel haklarının çoğu bulunmamaktaydı. Tüm hakları efendisinin elindeydi. Cariyeler, insan olarak kabul edilmez mal gibi alınıp satılırlardı. Genellikle fuhuş için kullanılırlar, sahiplerine bu yolla para kazandırırlardı. Cariyelerin azat edildikleri nadir görülen bir durumdu. Bir hür ve kölenin evlenmesi yasaktı. Efendisi istediği cariye ile birlikte olabilirdi. Cariyenin efendisinden çocuğu olduğunda o da esir kabul edilirdi. Eğer efendi isterse çocuğun nesebini kabul ederdi. Bu ‘ümmüveledin’ statüsü değişmezdi. Kimi cariyeler erkeklerle zina ederdi. Bu erkeklerden hamile kaldıklarında cariye, çocuğun bu erkeklerden birinden olduğunu söylerdi ya da kāif çocuğun nesebini zâni erkeklerden birine bağlardı. Aynı şekilde erkeğin çocuğun kendisinden olduğunu söylemesi ile de nesebin ilhakı kabul edilirdi. Nesebin ilhakı, Cahiliye Araplarında bir çeşit nikah olarak kabul edilmekteydi (biğâ nikahı). İslam, cariyelerin kişisel hakları ve hukuki statüleri ile ilgili bazı iyileştirmeler yapmıştır. İslam’da cariyelerin azat edilmelerine imkân sağlayacak farklı uygulamalar öngörülmüştür. Cariyelerle evliliğe teşvik edilerek hür veya köleyle evlenebilme hakkı verilmiştir. Çocuklarının nesebi ile ilgili kurallar getirilmiştir. Fuhuş yapması yasaklanmıştır. Cariyenin efendisinden başka biriyle birlikte olabilmesi için evlenmesi şart koşulmuştur. Fuhuş sonucunda dünyaya gelen çocuğun zâni erkeklerden birine ilhak edilme uygulaması kaldırılmış, cariyenin efendisine ait olduğu kuralı getirilmiştir. Ümmüvelede efendisi öldükten sonra hürriyetine kavuşma hakkı verilmiş, satılmasını yasaklanmıştır. İslam’ın geldiği dönemdeki toplumsal durumu analiz ederek getirdiği bazı hükümlerin daha iyi anlamak için yaptığımız bu çalışmamızda Cahiliye Araplarındaki cariyeler ve evlilikleri ile ilgili uygulamaları, İslam hukukunda bu uygulamalardaki farklılıkların incelenmiştir. Dokümantasyon yöntemi ile elde edilen veriler mukayese edilerek incelenmiştir. Çalışmamız sonucunda çoğu haktan mahrum, fuhuşta kullanılan, evlenilmesi zül olarak kabul edilen köle kadınlar hakkında İslam’ın iyileştirici düzenlemeler getirdiği tespit edilmiştir. Cariyelerle evlilik hakkı tanınması, fuhuşta kullanılmalarının yasaklanması, neseplerinin koruma altına alınması, özgürlüklerine kavuşabilecekleri düzenlemeler yapılması bu kapsamda sayılabilir. Kur’an’da ve sünnette yer alan cariyelerle ilgili hüküm ve uygulamalar, İslam hukukçuları tarafından zamanla ayrıntılı hale getirilmiştir. Cariyelerle ilgili aile ve ceza hukuku gibi İslam hukukunun ana dallarında ayrıntılı çalışmaların yapılması İslam’ın getirdiği hükümlerin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. * Bu çalışma Prof. Dr. İbrahim Yılmaz danışmanlığında devam eden “İslam Aile Hukukunda Cariye” başlıklı yüksek lisans tezi esas alınarak hazırlanmıştır (Nevşehir: Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2022).

Keywords