Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi (Apr 2024)

Aron’un Politika Felsefesinde Ilımlı Liberalizm

  • Levent Görüşük

DOI
https://doi.org/10.37880/cumuiibf.1382119
Journal volume & issue
Vol. 25, no. 2
pp. 251 – 263

Abstract

Read online

Fransa’nın devrimci ve radikal geçmişiyle kontrast oluşturan ılımlı liberal geleneği, çeşitli alanlardaki akademik çalışmalarıyla üstlenen Raymond Aron, XX. yüzyılın önemli Fransız liberal entelektüellerinden biri olarak dikkatleri üzerine çekmektedir. Sosyoloji başta olmak üzere politika, tarih, felsefe ve uluslararası ilişkiler gibi oldukça derin ve geniş bir yelpaze içerisinde entelektüel zenginliğe sahip olan Aron’un düşünce dünyasına politika felsefesi üzerinden projeksiyon tutmayı amaçlayan bu çalışma, aynı zamanda çift katmanlı bir gayeyi de mahiyetinde barındırmaktadır. Politika felsefesi bağlamında, tarihin deterministik açımlamasına yönelik eleştirileriyle olumsallığın, bireylerin eylemlerindeki özgürlüğün ve politikanın özerkliğinin imkanını açığa çıkaran Aron, aksinin toplumsal ve politik çoğulculuğu tahrip eden totalitarizme nasıl kaynaklık ettiğini derinlemesine analiz etmektedir. Seküler dinler olarak karakterize ettiği ilgili ideolojik yaklaşımın, indirgeyici ve tek boyutlu anlam dünyasına alternatif olarak sunduğu anayasal-çoğulcu rejimler, onun Tocquevilleci geleneğin (negatif-pozitif özgürlüğün kabulü, politikanın önceliği, ılımlılık ve sağduyu) devamlılığını sağladığının kavramsal boyutunu kanıtlar bir niteliğe sahiptir. Çalışmanın ikinci katmanı ise bir ön kabulün reddiyesi niteliğindedir. Aron, sanayi toplumuyla birlikte ortaya çıkan zihniyet değişiminin yansımalarına yönelik sosyolojik analizlerini, tüm bu değişimlerin içerisindeki değişmeyen öze yönelik felsefi sorgulamalarla sentezlemesi entelektüel konumunun anlaşılması adına değerlidir. Çünkü, Kıta Avrupası’nın felsefesi düşünce mirasının bir mensubu olarak siyaset sosyolojisinde Anglo-Amerikan merkezli yaklaşımların felsefesi köklerini ve derinliğini yitirdiği eleştirisinin yoğun olduğu bir çağda, her iki geleneği de uhdesinde barınmasın açısından seçkin bir yere sahiptir.