Kader (Jun 2020)

Kelâm ve Tasavvuf Açısından Kadere İman-Tevekkül İlişkisi

  • Mustafa Ünverdi

DOI
https://doi.org/10.18317/kaderdergi.720136
Journal volume & issue
Vol. 18, no. 1
pp. 177 – 209

Abstract

Read online

Bu makalenin amacı kadere iman ve tevekkül ilişkisini kelâm ve tasavvuf disiplinleri açısından incelemektir. Tevekkül İslâm ahlâkında imanın olumlu özelliklerinden birisi olarak kabul edilir. İnsanın her şeye gücünün yetmediği gerçeğinden hareketle, insanın işinde bir başkasına dayanma ve güvenme ihtiyacı vardır. Dini açıdan bu varlık Tanrı’dır. Özellikle tasavvuf ilminde insan-Tanrı ilişkisi açısından tevekkül, kullukta önemli bir göstergedir. Bununla birlikte kavramın içeriği kelâmda kader inancıyla yakın ilişkilidir. Kadere iman ile kişinin sorumluluklarını taşıması ve üzerine düşeni yapması arasında ince bir çizgi vardır. Tasavvufî tevekkül anlayışında kulluğun zirve hâli olarak nitelenen iradeyi terk, teslimiyet ve tevekkül hâli, kelâmda her şeyin ilâhî kaderle olduğu inancıyla birleştiğinde, olumlu bir ahlâki tutum olan tevekkül, bir anda problemli bir olguya dönüşebilmektedir. Son iki asır İslâm toplumlarının geri kalmışlığında söz konusu problemin etkisi yadsınamaz. Ancak gerek tasavvuf gerekse Sünni kelâm literatüründe gelenekselleşmiş kadere imanın sağlıklı yorumu, insana ve topluma cesaret ve direnç veren bir tevekküle neden olabileceği de düşünülmelidir. Bu çalışmada kelâm ilminde irade, kudret, kazâ-kader inancı bakımından tevekkül kavramı ele alınmış ve kadere imanla tevekkülün olumlu ilişkisi sorgulanmıştır.

Keywords