Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi (Mar 2019)

MUHABBETTEN HINCA: BEKTAŞİ AYNASINDA YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU

  • Yalçın ÇAKMAK

DOI
https://doi.org/10.31624/tkhbvd.2019.38

Abstract

Read online

Bu makalede, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Bektaşiliğe bakışını şekillendiren etkenlerin, yaşamı ve çalışmaları bağlamında ele alınması amaçlanmaktadır. Bahse konu amaç doğrultusunda, Karaosmanoğlu’nun romanları ve özellikle Nur Baba olmak üzere çalışmalarındaki belirli simalar ve hadiselerin hayat öyküsünden kesitler içerdiği öne sürülmektedir. Bu bakımdan Yakup Kadri’nin Bektaşilik algısı ve tasviriyle kendi gerçek yaşamına ışık tuttuğu anlaşılacaktır. Nur Baba, Yakup Kadri’nin bir edebiyatçı olarak Bektaşiliğe dair tecrübeleri ve bu düşüncelerini romanlaştırdığı öncü çalışmasıdır. Romanın kaleme alınmasında halkın Kızılbaş/Alevi ve Bektaşilere yönelik merakının etkisi de vardır. Kızılbaş/Alevi ve Bektaşiler, çoğu zaman kendileri dışındaki topluluklarca bir merak konusu oldu. Yapılan araştırmalar da göstermektedir ki onlar ile aynı inancı paylaşmayanlar, tarih boyunca söz konusu topluluklar aleyhine birtakım iftira ve ithamlar üretti. Cinsel içerikli suçlamalar bunların başlıcalarıdır. Söz konusu durumu besleyen nedenlerin başındaysa, Kızılbaş/Alevi ve Bektaşilerin tarihsel tecrübeleri ve inançlarının bir gereği olarak, ibadetlerini dışa kapalı gerçekleştirmeleri gelmiştir. Bu da özellikle cem törenleri merkezli dile getirilen “mum söndü” metaforu üzerinden, aleyhlerine yöneltilen çeşitli dedikoduların üretilmesine vesile oldu. Bu nedenle Yakup Kadri’nin, merkezinde bir Bektaşi tekkesi ve şeyhinin olduğu Nur Baba romanıyla mevcut tartışmaları yeniden alevlendirdiği ve aynı zamanda birçok eleştirinin de muhatabı olduğu görülür. Çalışmada ilk olarak, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun eserlerindeki belirli temalar ortaya konulmaktadır. Bunu, dönem ve zamanı bağlamında Nur Baba’nın içten bir analizi takip edecektir. Akabinde, bu genel çerçeve içerisinde, Yakup Kadri’nin romanını hangi motivasyon ve etkilerle kaleme aldığı ve romanın tefrikalar halinde yayımlanmasından sonra meydana gelen tartışma ve eleştiriler ortaya konulmaktadır. Takip edilen yöntem uyarınca da bir bütün olarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu edebiyatında Bektaşilik kurgusu ve bu kurgunun gerçekle olan ilişkisi irdelenecektir. [The aim of this paper is to explore the factors that shaped Yakup Kadri Karaosmanoğlu’s approach towards Bektashism in the context of his life and his works. In line, it is put forward that in Karaosmanoğlu’s novels and works, especially in Nur Baba, certain characters and events bear biographical traces. In this respect, it is well understood that through his perception and representation of Bektashism, Yakup Kadri casts a light upon his own life. Nur Baba is Yakup Kadri’s major work in which he fictionalized his thoughts and experiences as to Bektashism. People’s curiosity about the Qizilbash/the Alevi and the Bektashi also motivated him to write the novel. The Qizilbash/the Alevi and the Bektashi has most of the time been an object of curiosity. Studies have shown that those who do not share their belief system have asserted malicious prosecutions and inculpation against them throughout history, the primary ones of which are sexual. The main reason has been that they conduct their religious rituals, owing to their historical experiences and as a requirement of their beliefs, in a self-enclosed way, which results in gossips directed at them, drawing on the metaphor of mum söndü (the-candle-blown-out) based on the cem (the service) rituals. Consequently, it is seen that Yakup Kadri in his Nur Baba centered on a Bektashi lodge and a Bektashi sheikh aggravated the disputes already existing and became an addressee of many criticisms at the same time. This study first reveals certain themes in Yakup Kadri Karaosmanoğlu’s works, followed by a detailed analysis of Nur Baba in the context of the age and the time he wrote it in. Thereafter, in this frame, what kind of motives and factors made him write the novel and the discussions and criticisms upon the publishing the novel in periodicals are presented. In this light, the fictionalization of Bektashism and its relevancy to reality is scrutinized in its wholeness in Yakup Kadri Karaosmanoğlu’s literature.]

Keywords