Değerler Eğitimi Dergisi (Jun 2008)

Tanzimat ve Sonrası Dönemde Osmanlı Toplumunda Gayrimüslimler ve Din Eğitimi

  • Zeki Salih Zengin

Journal volume & issue
Vol. 6, no. 15
pp. 139 – 170

Abstract

Read online

Tanzimat dönemine kadar Osmanlı hukuk sistemi İslam hukukuna dayanmaktadır. İslam hukukunda Müslüman ve gayrimüslimler farklı statülerde yer alırlar. Diğer bir ifade ile her iki kesimin devlete karşı görev ve sorumlulukları farklıdır. Bu farklılık gayrimüslimlerin inanç, ibadet, eğitim, seyahat, ticaret gibi temel hak ve hürriyetlerden mahrum olması anlamını taşımaz. Nitekim bu dönemlerde gayrimüslimler inançlarından dolayı baskıya uğramamışlar, aksine, ibadetlerini serbestçe yerine getirmişlerdir. Eğitim kurumları da, Müslümanların eğitim kurumları gibi, vakıflara bağlı olarak faaliyet göstermiştir. Tanzimat döneminde Osmanlı devlet yapısında değişiklikler yapılmıştır. Zaman içerisinde Müslüman ve gayrimüslimler arasındaki hukukî farklılık kalkmıştır. Aynı dönemde eğitim alanında reform yapılmıştır. Yeni eğitim sisteminin planlandığı komisyonlarda gayrimüslim üyeler de yer almıştır. Eğitim faaliyetleri daha önce sadece cemaat vakıflarına bağlı olarak yerine getirilirken, Tanzimat döneminde bu kurumların yanı sıra resmi devlet okulları (mektep) da kurulmuştur. Böylece eğitim alanında hem idare hem de anlayış olarak laik bir yapıya doğru adım atılmıştır. Eğitim teşkilatının kapsamlı olarak düzenlendiği 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi'nde gayrimüslimlerin kendi cemaatleri için ayrıca özel okullar açmalarına izin verilmiştir. Yine bu yasal düzenleme ile ilkokulların her cemaat için ayrıca açılması ve programda yer alan din derslerinin de farklılıklara göre okutulması kararlaştırılmıştır. Orta dereceli okulların programlarında ise din dersleri dönem boyunca yer almamıştır. Tanzimat'tan sonra da aynı uygulamalar devam etmiştir. Daha sonraki dönemlerde din eğitimi açısından dikkati çeken nokta, orta dereceli okul programlarına İslam din dersinin konulmuş olmasıdır. Bunun nedeni, devlet okullarında çok az sayıda gayrimüslim öğrencinin bulunmasıdır. İstatistikî veriler, gayrimüslimlerin devlet okulları yerine özel cemaat okullarını ya da Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa devletleri tarafından açılan yabancı okulları tercih ettiklerini göstermektedir. Az sayıdaki gayrimüslim öğrenci ise din dersinden muaf tutulmuştur. Farklılık, insanların olduğu gibi toplumların da temel özelliklerindendir. Günümüzde, üzerinde durulan önemli kavramlardan birisi olan çokkültürlülük, ne kavram ne de gerçeklik olarak yeni değildir. Buna rağmen günümüzde iletişim, göç vs. gibi nedenlerle artan sosyal ilişkiler bu kavramı ön plana çıkartmıştır. Aynı toplum içerisinde yaşayan farklı dinlere sahip insanların din eğitiminin nasıl yapılması gerektiği, bu kavramla ilişkili olarak tartışılmaktadır. Makalede, çokkültürlü bir yapıya sahip Osmanlı Devleti içerisinde din eğitimine yaklaşımlar ortaya konulmaktadır. Bu amaçla öncelikle Osmanlı Devleti'nin İslam dışındaki diğer dinlere yaklaşımına yön veren dini ve tarihi dayanakları belirlenmiştir. Daha sonra da özellikle Tanzimat'tan sonraki dönemde açılan okullarda yer verilen din eğitimi ile İslam dışındaki dinlerin öğretimi için tanınan haklar konusuna temas edilmiştir.

Keywords