Kocatepe İslami İlimler Dergisi (Dec 2022)

Etiyopya’da Protestan Misyonerliğinin Sosyal ve Tarihsel Arka Planı

  • Bayram Akbulut

DOI
https://doi.org/10.52637/kiid.1179054
Journal volume & issue
Vol. 5, no. 2
pp. 340 – 353

Abstract

Read online

Batılılar tarafından fiili olarak sömürgeleştirilememiş tek Afrika ülkesi olan Etiyopya, 4. yüzyıl gibi erken bir tarihte Hıristiyanlığı benimsemiş ve Ortodoks bir geleneğe sahip olmuştur. Rakımının yüksek, etrafının Müslüman ülkeler ile çevrili olmasından dolayı Etiyopya, dış dünya ile bağını koparmak zorunda kalmış, bu sayede zamanla kendine has bir kimlik ve gelenek inşa etmeyi başarmıştır. Kadim bir Hıristiyan geleneğe sahip olan Etiyopya, Batı Hıristiyanlığı ile ise ilk defa 16. yüzyılda ülkeye gelen misyonerler yoluyla tanışmıştır. Batılı misyonerler, 16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar faaliyetlerde bulunmasına rağmen Etiyopya Kilisesi karşısında başarılı olamamışlardır. Ancak Etiyopya, 20. yüzyılın ilk yarısından itibaren modernleşme düşüncesi ile kapılarını özellikle Protestan misyonerlere açmak zorunda kalmıştır. Ülkedeki Protestan nüfus 1950 yılına kadar yüzde bir civarında iken günümüzde bu oran yüzde yirmilere çıkmıştır. Bu hızlı değişimin arka planında ülkeye akın eden misyonerlerin çeşitli yöntemlerle yapmış olduğu faaliyetler, modernleşme süreci, ekonomik ve siyasi sebeplerden ötürü ülke yöneticilerinin misyonerlere olan bakış açısının değişmesi yatmaktadır. Bu çalışmada, Protestan misyonerlerin nasıl ve hangi aşamalar sonucunda başarılı oldukları sosyal, siyasi ve tarihsel açıdan incelenmektedir. Bu açıdan Etiyopya Ortodoks Tevhid Kilisesi’nin karakteristik yapısı, misyonerlik faaliyetlerinin ne zaman başladığı, Etiyopya Kilisesi’nin misyonerler ve misyonerlik faaliyetlerine karşı tavrı, misyonerlik faaliyetlerinin önünü açan unsurlar, misyonerlik faaliyetlerinde sağlık ve eğitim faktörlerinin rolü, Pentekostalizm’in ülke içindeki seyri gibi tartışmalar makalenin konusunu oluşturmaktadır. Ayrıca bu çalışma, Etiyopya’daki misyonerlik faaliyetleri açısından 1950’li yılları esas almaktadır. Öncesinde misyonerlik faaliyetleri olmasına rağmen niçin başarılı olunamadığı, sonrasında hangi sebep ve motivasyonlardan dolayı ve hangi Protestan grubunun önemli derecede artış gösterdiği ele alınmaktadır. Ülkede faaliyet gösteren bütün misyoner cemiyetlerin dahil edilmesi bu çalışmanın sınırları içinde mümkün olmadığı için bu araştırmanın kapsamı Protestanlık içinde öne çıkan isimlerden bazıları verilerek Pentekostalizm ile sınırlandırılmıştır. Etiyopya’da Protestan misyonerliğinin mahiyetini ortaya koyabilmek için tarihsel süreç içinde teşekkülüne ve gelişimine değinmek gerekmektedir. Bu bağlamda özellikle Etiyopya Kilisesi’nin karakteristik yapısı hakkında bilgi verilmiş ve bu amaçla da betimleyici metot kullanılmıştır. Devamında bireysel olarak ortaya çıkan misyonerlik faaliyetleri tarihi bir seyir içinde incelenmiş, birbirleri arasındaki benzerlik ve farklılıklar ele alınmıştır. Söz konusu faaliyetlerin tarihsel analizi yapılırken misyonerlerin tutum ve tavırları, Etiyopya Kilisesi ile olan ilişkileri, sanayi ve teknoloji alanındaki gelişmelerin misyonerlik faaliyetlerindeki etkisi gibi hususlar analitik bir gözle incelenmiştir. Bu çalışmanın hazırlanış aşamasında literatür taraması yapılmış, konu ile alakalı kitap ve makale gibi eserler incelenmiş ve konunun kavramsal çerçevesi oluşturulmuştur. Etiyopya, fiili olarak sömürgeleştirilmemiş bir ülke olması hasebiyle ülkedeki misyonerlik faaliyetleri kıtadaki diğer ülkelere nazaran farklı yönlere sahiptir. Zira Etiyopya’da misyonerler sömürge güçlerinin sağladığı ekonomik ve siyasi güçten mahrum bir şekilde faaliyetlerini yürütmek zorunda kalmıştır. Bu durum ise misyonerlerin başarı oranlarını doğrudan etkilemiştir. Ancak 20. yüzyıldan sonra yaşanan tecrübe ve değişimlerin misyonerlik faaliyetleri üzerinde kalıcı etkisi olmuştur. Bu cihetle misyonerler Afrika kıtasında sadece sömürge gücü ile değil teknolojik ve sanayi alanındaki gelişmelerle de faaliyetlerini etkin bir şekilde yapmaya başlamıştır. Hatta ikinci faktörün etkisinin birincisinden daha güçlü olduğu iddia edilebilir. Zira elli yıllık bir zaman diliminde bile Protestan nüfusun yüzde birlerden yirmilere çıkması bu iddiayı kanıtlar niteliktedir. Bu açıdan çalışmamız misyonerlik faaliyetlerinde özellikle sağlık ve eğitim faktörüne dikkat çekmekte, ayrıca Afrika kültürü ve geleneğine yakın olan Pentekostalizm’e vurgu yapmaktadır.

Keywords