İtobiad (Dec 2023)

Ulusötesi Sinemada Melodramatik Anlatılar: Ang Lee Sineması Örneği

  • Bager Gülmez

DOI
https://doi.org/10.15869/itobiad.1331613
Journal volume & issue
Vol. 12, no. 5
pp. 2743 – 2762

Abstract

Read online

Ortak yapımlar ve film alışverişiyle uluslararası bir konumda yer alan sinema, küreselleşmenin ve göçün etkisiyle ulusal sınırları daha fazla esneterek ulusötesi bir noktada konumlanır. Özellikle göçmen yönetmenlerin üretmiş olduğu filmler hem yerel hem de egemen kültürleri bir araya getirerek ikisinin de sınırlarını bulanıklaştırır; yeni bir melez kültür yaratır. Tayvan’da doğan sinema yönetmeni Ang Lee de ABD’de yaşayan bir Asyalı olarak filmlerinde Doğu-Batı arasındaki kültürel farklılıkları, insanlık hallerini anlatılarına dâhil eder. Ang Lee’nin kurmuş olduğu bu temel çatışmaya ise çoğunlukla melodramatik ögeler eşlik eder. Betimsel analiz yönteminin kullanıldığı bu çalışmada Ang Lee’nin yönetmenliğini üstlendiği ilk dönem filmlerinden The Wedding Banquet (Düğün Yemeği, 1993) ve yönetmene uluslararası tanınırlık sağlayan Crouching Tiger, Hidden Dragon (Kaplan ve Ejderha, 2000) filmleri ulusötesi bir zeminde melodramatik ögeler bağlamında incelenmiştir. Bu bağlamda, The Wedding Banquet (1993) filminde, ABD’de yaşayan Tayvanlı bir karakter üzerinden ABD’deki göçmenlik durumu, farklı kimliklerin bir arada yaşayışı, Asyalı bireyler arasındaki kuşak çatışması, bireysel arzular ve geleneksel yapı arasındaki gerilim bir aile melodramı aracılığıyla işlenmeye çalışılmıştır. Ang Lee’nin çalışmada incelenen bir diğer filmi Crouching Tiger, Hidden Dragon (2000) filmi Konfüçyüsçülük ve Taoizm gibi Çin kültürüne ait öğretileri ulusötesi bir bağlamda popüler sinema zeminine taşır. Bireylerin gelişiminde farklı yaklaşımları ortaya koyan bu öğretiler, şövalye hikâyeleri olan wuxia anlatısı içerisinde ABD tarihindeki en çok izlenen yabancı film olur. Yapım aşamasında ABD’den Tayvan’a kadar farklı ülkelerden yapılan katkılar ve Asya’nın çeşitli ülkelerinden gelen oyuncularla üretilen film, Çin öğreti ve geleneklerini popüler sinemanın anlatı kodlarıyla birleştirir. Sonuç olarak, Ang Lee sinemasının ulusötesi bir konumda melodramatik ögelerle şekillendiği, anlatılarında Doğu ve Batı kültürlerinin etkileşimiyle yeni bir melez kültürün yaratıldığı ifade edilebilir.

Keywords