İbn Haldun Çalışmaları Dergisi (Jul 2018)

Etnik Şiddet ve Çatışma: İbn Haldun’un Asabiyet (Sosyal Duygu) Teorisi

  • Mohd Yaseen Gada

DOI
https://doi.org/10.36657/ihcd.2018.44
Journal volume & issue
Vol. 3, no. 2

Abstract

Read online

Toplumsal değişimi çatışmaya iten şey nedir? Bu muhtemelen devlet içi çatışmaları neyin beslediğinin ele alınmasında ana zorluktur. Neden bazı gruplar bazı etnosentrik ihtiyaçların peşinde koşarken ayrılıkçı bir kimlik ve politika iddia ediyorlar? Tarih boyunca, etnik çatışmalar uzun zamandan beri uluslararası politikanın bir bileşeni olmuştur. Bugün bile, etnik savaşlar dünyadaki en yaygın silahlı çatışmalar biçimi olmaya devam ediyor. Modernleşme mücadelesi, etnik grupları dayanmaya hazır olmadıkları yabancılaşmaya itiyor. Sosyo-kültürel ve politik bağlara, değerlere, yönelimlere, kurumlara ve hiyerarşik sosyal düzene meydan okumalar, bu etnik grupların seçkinleri tarafından kimliğe tehdit olarak algılanmaktadır. Dahası, modernleşmenin yarattığı yoğun ve kapsamlı rekabet, sosyal hayal kırıklığı, toplumsal çatışma ve şiddete yol açan öfke yaratmaktadır. Arka planda, İbn Haldun’un “Asabiyyah (birliktelik)” kuramı, bu etnik grupların toplumsal köleliğini anlamada hayati bir rol oynamaktadır. Bu karmaşık terimin hem grubun birleştirici gücünü, hem de kendi özgünlüğüne ve ortak özlemlerine sahip olduğu bilincini kaçınılmaz bir şekilde güç arayışı uyandıran gerginlikleri kapsadığını açıklamaktadır. Buna göre, “Asabiyyah”, sosyal grupları hegemonik steroidler üzerine yerleştiren ve bireylerin belirli bir zamanda kendilerini güçlü hissetmelerini sağlayan şeydir. Bu makale, çağdaş etnik çatışmaları ve şiddeti Ibn Khaldun’un asabiyet (birliktelik) teorisi ile keşfetmeye ve incelemeye çalışmaktadır. Herhangi bir kültürel, sosyal, politik tehdidin çatışmaya yol açtığı sonucuna varmaktadır. Karar vermede ve politika oluşturma organlarında uygun demokratik alan ve etnik grupların temsil edilmesinin etnik gerilimleri azaltacağını savunulmaktadır.

Keywords