Adli Tıp Bülteni (Dec 2005)
Prof Dr Ali Fuat Işık 1963-2005
Abstract
Evinin bahçesinde kurumaya yüz tutmuş ama arada bir de birkaç çiçek açan bir elma ağacın vardı, arada anlatırdın nasıl aşıladığını, nasıl uğraştığını... Köy çocuğuydun, bilirdin bu işleri? “Ümit yok ya’’ derdin, “direniyor işte”? Kendine benzettiğini anlar, içim burulurdu. Bir gün senden habersiz söküldü, atıldı o ağaç. Çok kızdın, ana avrat sövdün. Biliyordun, ümitsizdi durum ama? Bir bahar günü kaybettik seni... Köyünün yamacında, bir elma ağacının kucağı oldu mezarın... Ağaç kış yorgunu, ne bir yaprak ne bir çiçek... Ağaç şaşkın biz şaşkın öylece kalakaldık? Aylar geçti aradan, sonbahara yakın geldim yanına... Üzerinde küçük yabani elmalar, sarı sarı, ekşi mi ekşi.... Yanı başında oturdum. “Ağacın elma vermiş Fuat” demek geldi içimden... Birol DEMİREL KOCA ÇINAR Koca çınar sanırlardı Çürük hem de kof olduğu anlaşıldı Kökünden devrildi boylu boyunca Küçük bir fırtınada Haksızlık etmeyin O da yuva oldu böceklere kuşlara Şarkılar söyledi rüzgârlarla Serin gölgesi vardı sohbet masalarına Nereden bilsin çınarcık Kendi gövdesini de sulaması gerektiğini O dallara yapraklara özenirdi Daha çok yaranmak için insanlara kuşlara Devrilipte bulanınca toza toprağa Ne olduğunu anlamamıştı daha Gövdesini kökünü elledi bir bir Ve koyverdi bir ağıt.. Ali Fuat IŞIK (26 Haziran 2003)