Marife Dini Araştırmalar Dergisi (Dec 2021)

Gazâlî’nin Siyaset ve Yönetim Yaklaşımı

  • Ejder Okumuş

DOI
https://doi.org/10.33420/marife.976810
Journal volume & issue
Vol. 21, no. 2
pp. 705 – 726

Abstract

Read online

Gazâlî, şüpheciliği, felsefi görüşü, kelamcılığı, fıkhi yaklaşımı, tasavvuf düşüncesi ve siyaset birikimiyle dikkatleri çeken bir İslam bilginidir. Fıkıh, dil, mantık, ahlâk, kelam, tasavvuf, felsefe, hadis, siyaset, eğitim gibi alanlarda otorite olan ve birçok eser kaleme almış olan Gazâlî, bazı açılardan siyasal, fikrî ve toplumsal açıdan bir buhran dönemi insanıdır. Gazâlî siyaset ve yönetim çerçevesinde siyasetin temel boyutları, yöneticilerde olması gereken özellikler, adaletin siyasal ve yönetsel boyutları, siyaset ve yönetimde akıl ve ilmin önemi, devlet başkanına itaat gibi temel konuları ele alır. Nitekim bu çalışma da Gazâlî’nin bu konulara yaklaşımını kendisine konu edinir. Çalışmanın amacı, Gazâlî’nin siyaset ve yönetim düşüncesinin anlaşılmasına katkıda bulunmaktır. Çalışma metodolojik olarak anlamacı yönteme dayanmakta ve dökümantasyon tekniği ile Gazâlî’nin özellikle et-Tibrü’l-mesbûk fî nasihatü’l-mülûk adlı eseri ve siyasete dair diğer eserleri başta olmak üzere konu hakkındaki ilgili kaynaklara istinat etmektedir. Makalede yazar, kaynaklardan elde edilen verileri analiz ederek yorumlamaya çalışmaktadır. Gazâlî, siyaset ve yönetim alanındaki düşünceleriyle 12. yüzyıldan bugünün dünyasına hitap edebilmektedir.Hüccetülislam Gazâlî, fikrî dinamizmle tezahür eden bir çağda yaşamıştır. Bu dinamizm çağında Yunan felsefesine dair birçok kitap tercüme edilmiş, ictihad yaygınlık kazanmış ve çeşitli İslam mezhepleri doğmuştur. Gazâlî de tabiatıyla bu canlılıktan nasibine düşeni almıştır. Şüphesiz bu dinamizm içinde Gazâlî’nin zamanı, İslam toplumunda önemli başarılar olsa da bazı ciddi problemlerin ortaya çıktığı bir devirdir. Gazâlî için bu dönem çöküşün işaretlerini verdiği bir dönemdir. Böyle bir zaman diliminde siyaset boyutunda bir karışıklık, gerilim ve dağılmışlık durumunun etkisini gösterdiği; küçük küçük İslam devletlerinin (mülûku’t-tavâif), dilde veya resmiyette halifeye bağlı olmalarına rağmen üzerlerinde bu bağlılığa dair işaretlerin görülmediği söylenebilir. Bu yönetimler arasında çatışmalar da söz konusudur. Bu, Müslümanların çok hayati bir dâhili meselesiydi; fakat bundan daha hayati bir diğer dâhili mesele, toplumda zihnî, itikadî, toplumsal, siyasi vd. alanlarda fitnelere yol açan Bâtınî hareketin mevcudiyetiydi. Müslümanların boğuştuğu en can alıcı sorunlardan biri de Haçlılar idi; uluslararası bir mesele olarak addedilebilecek olan bu mesele Müslümanlar için büyük bir tehlike arz ediyordu. Haçlılar, Müslümanlara durmadan saldırıyorlardı. Antakya (1098) ve Kudüs (1099) Haçlılar tarafından işgale maruz kalmıştı. Bu durum Müslümanlar arasında siyasi, toplumsal, iktisadi ve dinî anlamda ağır şartlar doğurmuştu. Bütün bu durumlar, çeşitli düzeylerde Gazâlî’nin de gördüğü, hissettiği ve yaşadığı durumlardı. Ayrıca dâhili ve harici boyutlarıyla mühim bir sorun daha vardı; o da yabancı kültür, medeniyet, itikad, fikir ve felsefe öğelerinin Müslümanlar arasında dolaşıma girmesiydi. Elbette bu öge veya unsurların bazılarının İslam ve Müslümanlar için çok büyük tehlikeli durumlar zuhur ettirdiğine dair endişeler ortaya çıktı. Bunların yanında Gazâlî’nin kendisi de dâhil bazı düşünür, âlim ve araştırmacılara göre Müslümanların, özellikle de ulemanın vazife ve mesuliyetlerini olması gerektiği şekilde ifa etmemeleri, İslam toplumunun negatif durumunu aksettiriyordu. Gazâlî siyaset noktasında genelde din ile siyaset, özelde ise din ile devlet ilişkileri, adaletin siyasal ve yönetsel boyutları, devlet başkanının hususiyetleri, devletin ve devlet başkanının görev ve fonksiyonları, siyaset ve yönetimde akıl ve ilmin önemi, devlet başkanına itaat gibi temel konuları ele alır.Gazâlî genel olarak din-siyaset ilişkileri, özelde din-devlet ilişkileri, adaletin siyasi ve idari boyutları, devlet başkanının özellikleri, devlet ve devlet başkanının görev ve işlevleri, siyaset ve yönetimde akıl ve bilimin önemi ve devlet başkanına itaat gibi temel konuları ele almaktadır. İmam Gazâlî, siyaset ilmini kendi ilimler tasnifi içinde ele almakta ve siyasete hem bir ilim hem de sosyal bir olgu olarak büyük önem vermektedir. Siyaseti fıkıh ile işbirliği içinde toplumsal düzenin kurulması ve devamı için gerekli bir kurum olarak görmesi Gazâlî'nin özgün siyaset görüşünün bir göstergesidir. Siyaset sosyolojisi açısından dikkat çekici yaklaşımlar ortaya koyan Gazâlî'ye göre siyaset kurumu ve ona bağlı devlet, toplum düzeni için vazgeçilmezdir. Devlet ve devlet başkanı olmadan insanların kanun ve tüzükler çerçevesinde birbirleriyle anlaşmaları ve düzen içinde yaşamaları mümkün değildir. Devlet başkanı toplumda düzeni sağlama görevini yerine getirirken, fıkıh ilminden ve hukukçuların (fukaha) kanun yapma çabalarından yardım alır.

Keywords