Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Jun 2021)

Hanefî Fıkıh Kitaplarında Ribâ Şüphesi Kavramının Kullanımı

  • Huzeyfe Çeker

DOI
https://doi.org/10.18505/cuid.853809
Journal volume & issue
Vol. 25, no. 1
pp. 73 – 91

Abstract

Read online

Riba yasağı, İslam dininin ticari hayatla ilgili belirlediği temel düzenlemelerden biridir. Müslümanların ticari hayatları ve bununla ilgili hukukları ribâ yasağı gözetilerek tanzim edilmiş, tatbikatta da ribâdan hassasiyetle kaçınan bir toplum meydana getirilmiştir. Ribâ konusundaki bu hassasiyet, doktrinde ribâ şüphesinin de ribâ gibi değerlendirilmesi, ona da ribâ gibi haram hükmünün verilmesi şeklinde tezahür etmiştir. Fıkıh kaynaklarında ribânın yanı sıra ribâ şüphesi içeren meselelere de yer verilmiş, bazı meselelerin haram olması ribâ şüphesi ile gerekçelendirilmiştir. Ancak fıkıh kaynaklarında ribâ şüphesi kavramının kullanım mantığı meseleden meseleye değişebilmekte, bir meselede ribâ şüphesinin kullanıldığı mantık başka bir meseleye uymamakta, bir diğerinde ise tamamen farklı bir şekilde karşımıza çıkabilmektedir. Ribâ şüphesi kavramının çerçevesinin netleştirilebilmesi için klasik kaynaklardaki bu kullanımların bir çalışmaya konu edilmesi faydalı olacaktır. Bu amaçla kaleme alınan bu makalede Hanefî mezhebi kaynakları esas alınarak ribâ şüphesi kavramının kullanımı incelenmiştir. Bu kapsamda öncelikle ribâ şüphesi kavramının kullanıldığı meseleler tespit edilmiş, bu kullanımlar bağlamı içerisinde incelenerek kullanım mantıkları belirlenmiş, bu mantıklar tasnif edilerek örneklerle birlikte okuyucuya sunulmuştur. İslam hukukunda ribâ şüphesinin ribâ gibi değerlendirilmesi ilkesi, esasında haramlar söz konusu olduğunda veya ihtiyatın esas olduğu tüm konularda şüphenin hakikat gibi değerlendirilmesi kaidesi ile irtibatlıdır. Ribâ da müslümanların titizlikle kaçınması gereken bir haram olduğu için ve dolayısıyla ihtiyatla hareketi gerektirdiği için şüphesi de gerçek ribâ ile aynı hükme tabi kılınmıştır. Hanefî fıkıh kitaplarında ribâ şüphesi kavramı daha ziyade şu durumlarda kullanılmaktadır: - Eşitliğin şart koşulduğu bir takasta bedeller arasında eşitliğin olup olmadığının bilinmemesi: örneğin miktarları bilinmeyen iki yığın aynı cins ribevi malın değişiminde böyle bir durum söz konusudur. - Tarîk-i itibar yoluyla caiz olabilecek bir değişimde tarîk-i itibarın gerçekleşip gerçekleşmediğinin bilinmemesi: örneğin gümüş işlemeli bir kılıcın gümüş ile takasında süslü kısımdaki gümüş miktarının bilinmemesi durumunda, bundan dolayı ribâ şüphesi meydana gelmektedir. - Normalde caiz olan bir işlemin sonucunda ribâya benzeyen bir durumun ortaya çıkması: Bey‘u’l îne’de şekil itibariyle iki caiz satış söz konusu iken meydana gelen neticenin faiz ile aynı olması ribâ şüphesi olarak değerlendirilmiştir. - Aynı meseleye bir açıdan bakıldığı zaman ribâ olurken başka bir açıdan bakıldığında ribâ olmaması: Örneğin ribevi malların seleminde teslim esnasında farklı kalite mal getirilip kalite farkının müşteriden talep edilmesi durumunda bu tür bir ribâ şüphesi meydana gelmektedir. Hanefî fıkıh kitaplarında bu kullanımların dışında mezhepler arası ihtilaflı meselelerde bir görüşü ispat etmek için de ribâ şüphesi kavramına müracaat edildiği görülmektedir. Örneğin Hanefîler tane ile (adedî) veya uzunluk ölçüleri ile (zirâî) satılan mallarda da ribâ hükümlerinin geçerli olduğunu savunmak için bu malların cinsi cinsine değişiminde iki ribâ illetinden birisinin bulunduğunu, tek illet ile de ribâ şüphesi meydana geldiğini söylemektedir. Buna mukabil Şâfiîler de altın ve gümüş dışındaki ribevi malların değişiminde bedellerin belirlenmiş olmasının (tayin) yeterli olmayacağını izah etmek için ribâ şüphesi kavramını kullanmaktadır. Ribâ şüphesi kavramının bir diğer kullanımı, müelliflerin ihtiyatlı bir dil tercih etmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Aslen ribâ olan ve diğer müellifler tarafından da ribâ olarak nitelenen bazı meselelerde kimi yazarlar tedbirli davranmış, muhtemelen ikisi de aynı hükmü (haram) gerektirdiği için ribâ demek yerine ribâ şüphesi tabirini kullanmıştır. Aslen mekruh olan bazı meselelerde ribâ şüphesinin bulunduğunun söylenilmiş olması şeklinde, kanaatimizce hatalı olan bir başka kullanım da kaynaklarda karşımıza çıkmaktadır.

Keywords