Hitit İlahiyat Dergisi (Jun 2023)
Şehristânî’nin Mefâtîhu’l-esrâr İsimli Tefsirinde Ehl-i Beyt İzleri
Abstract
Büyük Selçuklu Devleti’nin önemli entelektüellerinden ve devlet adamlarından biri olan Şehristânî, birçok alanda eser yazmış çok yönlü bir âlimdir. Ömrünün sonlarına doğru bütün ilmî birikimini kullanarak mezhepler üstü kabul edilebilen Mefâtîhu’l-esrâr ve mesâbîhu’l-ebrâr isimli tefsirini yazmış ancak tefsiri bitirmeye ömrü vefa etmemiştir. Tefsiri incelendiğinde Ehl-i sünnet ve Şîa düşünce yapısına uygun görüşler serdettiği görülmektedir.Tefsirinin nüzûl, nazm, kıssa, fıkıh, kıraat, sarf, nahiv, meânî, tefsir, lügat gibi başlıklarda ele aldığı konuları işleyiş tarzı Ehl-i sünnet tefsirlerinin üslup ve muhtevalarıyla büyük ölçüde benzeşmektedir. Şehristânî, mezkûr başlıklarda ekseriyetle Sünnî âlimlerden iktibaslar yapmaktadır. Ancak tefsirin en orijinal kısmını oluşturan esrâr başlıklarında âyetlere getirdiği derin yorumlarla ve Şiî düşünce sistemine yakın te’villerle Ehl-i sünnet’ten ayrışmaktadır. Bundan dolayı da mezhebî aidiyeti ile ilgili çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.Şehristânî’nin bazı âyetlerin tefsirinde bâtınî-hurûfî te’viller üretmesi, âyetlere derin anlamlar yüklemesi, Kur’ân kavramlarını kişilere hamlederek hitap cümleleri oluşturması, bazısına da sembolik anlamlar yükleyerek İsmâilî terminolojiyle aynı doğrultuda kullanması, onun Bâtınî-İsmâilî olduğuna yorumlanmış olmasına rağmen bu konuda kesin bir kanaat belirtmek oldukça zordur. Bununla birlikte bu yöntemini –Mustafa Öztürk’ünde belirttiği gibi– İmâmiyye’nin Ahbârî çizgisine felsefî bir derinlik kazandırma yolunda İsmâilî terimleri bir enstrüman olarak kullandığına da yormak mümkündür. Zira onun tefsirinde ortaya koyduğu kimlik, Bâtınî-İsmâilî kimlikten ziyade Şiî-İmâmî-Ahbârî bir kimliktir.Şehristânî, tefsirinin mukaddimesinde esrâr başlıklarında yapmış olduğu yorum ve te’villerin bilgi kaynağının kendisi değil, Ehl-i beyt imamları olduğunu açıkça belirterek onların görüşlerine ayrı bir önem vermektedir. O, Allah’ın Kitabı’nın Hz. Peygamber’e indirildikten sonra onlarla muhafaza edildiğini, Kur’ân’la Ehl-i beyt’in asla birbirinden ayrılmayacağını ve âyetlerin Ehl-i beyt imamlarının görüşleriyle anlaşılabileceğini savunmaktadır. Bu minvalde tefsirinde onların görüşlerini yansıtan birçok rivayet ve görüş bulmak mümkündür. Kur’ân’ı reyle tefsir edilmesine de karşı çıkarak onu kendi görüşüyle açıklayan doğru da açıklasa hata ettiğini belirtmektedir. Tefsiri boyunca mezkûr başlıkta Hz. Ali ile Ehl-i beyt’inin ilmî birikimine yoğunlaşmakta ve onlardan gelen rivayetlere atıfta bulunarak tefsir yapmaktadır. Görüşlerine en fazla başvurduğu sahâbî, Şîa’nın masum ve ilk imam addettiği Hz. Ali’dir. Ondan sonra da Şîa’ya uygun yorumlar geliştirirken en fazla referansta bulunduğu kişilerin başında Ca‘fer es-Sâdık gelmektedir.Şehristânî’nin kendine özgü bir yöntemle yazmış olduğu Mefâtîhu’l-esrâr adlı tefsiri üzerinde yapılan akademik çalışmalara bakıldığında farklı alanlarda birçok çalışmanın yapıldığı ortaya çıkarken, tefsirinde Şîa izleri ya da Ehl-i beyt ve Şiî yorum ile ilgili bir çalışma yapılmadığı görülmektedir. İtikâdî görüşleri hakkında çok şey söylenen Şehristânî’nin tefsirinde Şîa izlerini süren bir çalışmanın yapılmamış olması, konunun incelenmesini gerekli kılmaktadır. Bilindiği gibi her müfessir, kitabında rivayetleri işlerken kendisine has bir yöntem izlemektedir. Bu bağlamda çalışmamızın temel sorusu, “Şehristânî, âyetleri tefsir ederken Ehl-i beyt imamlarına ve Şîa kaynaklarına atıfta bulunmasının temel amacı nedir?” şeklindedir. Çalışma boyunca bu sorunun cevabı aranmakta ve ulaşılan bulgular üzerinden tefsirinin kuvvetli ve zayıf yönleri ortaya konulmakta ve müellifin mezhepsel aidiyeti hakkında bazı değerlendirmeler yapılmaktadır. Çalışmada tefsirin semeresi konumundaki esrâr bölümleri merkeze alınarak örnekler eşliğinde Ehl-i beyt izleri incelenmektedir. İlmî birikimi ile temayüz eden Şehristânî’nin tefsirinde Şîa rivayet kaynaklarını kullanma yöntemi, Şîa hadislerine ilgi ve vukufiyetinin ortaya konması önemli bir husus olduğundan makalede bunlar irdelenmekte ve tefsirinde kullanmış olduğu Şîa rivayetleri hakkında genel bir değerlendirmede bulunarak okuyucuya konuyla ilgili bazı tekliflerde bulunmaktadır