Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2021)
Tefsirde Tahsis: Muḳātil b. Suleymān’ın Kitāb-ı Muḳaddes’in Tahrifine Dair Âyetleri Hz. Muhammed’in Tebşiri Özelinde Yorumlaması
Abstract
Muḳātil b. Suleymān’ın (öl. 150/767) et-Tefsīru’l-kebīr adlı eseri, tefsir literatürünün erken dönem kaynaklarından bize ulaşan ilk tam tefsir kabul edilir. et-Tefsīru’l-kebīr’de Kur’ân âyetlerini tefsir eden müfessirin, altını çizerek vurgulu bir şekilde ele aldığı meselelerden biri Hz. Peygamber’in tebşirinin Kitāb-ı Muḳaddes’te gizlenmesidir. Müfessir, Kitāb-ı Muḳaddes’te Hz. Peygamber’in müjdelendiğinin gizlenmesiyle bu kitapların tahrifi arasında irtibat kurar. Kitāb-ı Muḳaddes’in tahrifi iddiasından yolan çıkan Muḳātil b. Suleymān’ın bu iddiasını delillendirmek için tefsir ettiği âyetleri incelediğimizde tefsirde tahsis olgusuyla karşılaşırız. Tahsis fıkıh usulü literatüründe, ʿāmm bir lafızla, kapsadığı fertlerden bir kısmının kastedildiğinin bir delille açıklanması anlamında kullanılan bir terimdir. Bu terimin muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, Muḳātil b. Suleymān’ın tefsirde tahsis yapmasının, pek çok anlama müsait lafızların anlamını sadece bir içerikle sınırlandırma anlamına geldiği anlaşılır. Muḳātil b. Suleymān’ı tefsirde tahsis yapmaya sevk eden ana etken, tahrif konusudur. Kitāb-ı Muḳaddes’in tahrifi meselesi, Müslüman ilim insanlarının dikkatini çeken bir konu olagelmiştir. Zira Kur’ân’da, Tevrat’ın tahrifi يحرفون “tahrif ediyorlar”, فَبَدَّلَ “değiştirdi”, يَلْوُ۫نَ اَلْسِنَتَهُمْ “dillerini eğip büküyorlar”, يَكْتُمُونَ “gizliyorlar”, وَلَا تَلْبِسُوا الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ “hakkı batılla karıştırmayın”, وَتَكْتُمُوا الْحَقَّ “hakikati saklamayın”, يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِاَيْد۪يهِمْ “Kitap’ı elleriyle yazıyorlar” ifadeleriyle zikredilmektedir. Kur’ân’ın bu husustaki beyanı, âlimlerin Tevrat’la alakalı tenkitlerini teşvik etmiştir. Tenkit edilen hususlar arasında Hz. Muhammed’in önceki kitaplarda müjdelendiği meselesi, Tevrat’ın kökeni, kronolojik sıralamada yanlışlık, üslup farklılığı, bilgi hataları ve çelişkiler vardır. Ehl-i Kitap’a yöneltilen bu eleştirilerin arasından, Muḳātil b. Suleymān’ın yoğunlaştığı konu tebşirdir. Onu Hz. Muhammed’in önceki kitaplarda müjdelendiği meselesini savunmaya sevk eden ana kaynak Kur’ân âyetleridir. Bunun yanı sıra müfessirin yaşadığı coğrafyanın da onun tenkitlerini şekillendirmede etkili olması kuvvetle muhtemeldir. Belh ve Merv gibi onun yaşadığı muhitlerde Yahudi nüfusu hesaba katıldığında, müfessirin Yahudilerle diyalog geliştirmesi mümkün olduğu kadar, onun eleştirilerinin bu diyaloglar çerçevesinde şekillenmesi de muhtemeldir. Muḳātil’in tahrif eleştirisi, Hz. Peygamber’in müjdelenmesi bağlamında dile getirilir. Fakat müfessirin tebşir vurgusu, tahrif eleştirisinin de ötesine geçer. Müfessir “كتم أمر محمد /بكتمان أمر محمد Muhammed’in konusunun Tevrat’ta gizlenmesi”, “نعت محمد /صفة محمد / Muhammed’in sıfatı” şeklinde kısa ibarelerle meseleyi okurun gündeminde daima canlı tutar. Tespit edebildiğimiz kadarıyla et-Tefsīru’l-kebīr’de Muḳātil b. Suleymān’ın tebşirle doğrudan alakalı bulduğu elli iki âyet vardır. Tahrif meselesini ise otuz sekiz âyette ele alır. Müfessirin hem tahrif hem de tebşirle ilişkilendirdiği âyet sayısı otuz altıdır. Onun tahrifle irtibatlandırmayıp sadece tebşirle alakalı gördüğü âyet sayısı on ikidir. Bunların arasından toplam kırk sekiz âyetin tefsirinde Muḳātil’in tahsis yaptığı tespit edilmiştir. Onun yaptığı tahsisleri tasnif ettiğimizde; sıla cümlelerinin, deyimlerin ve deyimsel ifadelerin tefsirinde, kelimelerin içeriğini belirlerken ve zamirin mercii konusunda yaptığı tahsisler olarak dört temel başlıkta derli toplu bir çerçeve oluşturabiliriz. Tebşir düşüncesi, müfessirin zihninde ana motiflerden biri olduğu için onun tefsirleri bu motife paralel bir seyir izler. Pek çok âyetin tefsirinde, bu düşünceyi meşrulaştıracak ve bu iddiayı teyit edecek düzeyde yorum örnekleri bulunur. Nitekim Âl-i İmrân 78. âyette يلوون ألسنتهم بالكتاب “Kitap’ı okurken dillerini eğip bükerler” ifadesinin tefsirinde, Hz. Muhammed’in Tevrat’taki sıfatlarının silinip bunun yerine başka sıfatların yazıldığı söylenirken; en-Nisâ 37. âyetin tefsirinde, “Muhammed’in tebşirinin gizlenmesi ve Tevrat’tan silinmesi (بكتمان أمر محمد و محوه من التوراة)” ifadeleri yer alır. Yine es-Saf 8. âyette يُر۪يدُونَ لِيُطْفِؤُ۫ا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ “Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isterler” lafzı Yahudilerin ve Hıristiyanların Tevrat’ta ve İncil’de yer alan Hz. Muhammed’in meselesini ve onun dinini gizledikleri şeklinde tefsir edilmiştir. Oysa “Allah’ın nuru” ifadesiyle anlatılan Kur’ân’dır. Müfessirin seçtiği tebşir anlamı ise Kur’ân’ın içeriğinden bir kesittir. Böylece Muḳātil geniş anlam alanına sahip ifadenin muhtevasını daraltmıştır. Söz konusu anlam daraltma işi, teknik olarak tahsis örneği sayılır. Tefsirde tahsisin gerçekleştiği diğer örnekler; hidâyet/dalâlet, hak/bâtıl, iman/küfür, âyet, kelime, cimrilik, ilim, vaat, beyan, yüz çevirmek ve Allah’ın kitabı ibarelerinin tefsirlerinde mevcuttur. Müfessirin bağlama aşırı sadakati geniş içeriğe sahip lafızların anlamını dar bir muhtevayla sınırlandırmasını beraberinde getirmiştir.
Keywords