Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (Dec 2022)

Memlük Kur’an Sanatı Literatürü

  • Abdurrahim Ayğan

DOI
https://doi.org/10.35415/sirnakifd.1182169
Journal volume & issue
no. 29
pp. 120 – 136

Abstract

Read online

Günümüze ulaşan örneklere göre mushaf yazımı 8. yüzyılda Emeviler devrinde sistemli hale gelmiş, Abbasiler döneminde Bağdat’taysa yazı ve süsleme açısından büyük bir gelişim kaydetmiştir. 13. yüzyılın ortalarında İslam kültür ve medeniyetini derinden etkileyen Moğol istilası Bağdat’taki mushaf yazım geleneğinin bir süre sekteye uğramasına sebebiyet vermiştir. Henüz kuruluş aşamasında Moğollarla savaşarak onların ilerleyişini durduran Memlükler bu dönemde İslam dünyasında bir güç olarak ortaya çıkmıştır. Başşehir olan Kahire’nin ardından Suriye’yi de topraklarına katarak bu iki şehri kültür merkezi haline getirmişlerdir. Sultan Baybars döneminden itibaren kölemenlerin iktidarı imar faaliyetlerinden de geri durmamıştır. Cami, medrese ve türbelerin yanı sıra hankâh adı verilen sufilere has yapılar inşa etmişlerdir. Yalnızca mimari alanda değil kitap sanatlarında da kayda değer gelişim gözlemlenmektedir. Memlük sultanlarının Kur’ân yazımına özel bir ilgi duydukları görülmektedir. 14. yüzyıl başlarında Kahire ve Şam’da gerek yazı gerek süsleme açısından nitelikli mushaflar hazırlanmıştır. Özellikle sultanların himayesinde hazırlanan mushaflar, Kur’ân sanatı açısından nadide örnekler arasında değerlendirilmektedir. Bugün British Museum’da sergilenen Sultan I. Baybars Kur’ânı başta olmak üzere Sultan Eşref Şaban dönemine tarihlendirilen bir grup Kur’ân, Memlük mushaf sanatının geldiği noktayı göstermesi açısından değer taşımaktadır. Memlük sultanlarının bu dönemde büyük boy Kur’ânlara özel bir ilgi duydukları günümüze ulaşan örneklerden anlaşılmaktadır. Bu Kur’ânların bir bölümü tek cilt veya cüzler halinde hazırlanmıştır. Bunların yanı sıra günümüzde sayısını henüz bilemediğimiz ciltlerce Memlük mushafı dünyanın farklı müze ve kütüphanelerinde korunmaktadır. Bu dönem Kur’ânları nicelik ve nitelik açısından zengin bir dönem olmasına karşın bu alan hakkında yapılmış araştırmalar yeterli düzeyde değildir. Memlük Kur’ânlarının birçoğu halen gün yüzüne çıkarılmamıştır. Memlük Kur’ân araştırmalarda iki unsur önem taşımaktadır. Birincisi eserlerin fiziki niteliklerine göre gruplandırılmasıdır. Bu sınıflandırma mushafların boyutuna göre olabileceği gibi cilt sayısına göre de olabilir. Diğer unsur ise Kur’ân yazımını etkileyen faktörlerdir. Burada Memlüklerin kurumsal yapıları, sosyo-kültürel kimliği, dönemin siyasi ortamı ve sultanların kişisel tavırları gibi çok yönlü bir saha karşımıza çıkmaktadır. Bu durum Memlük dönemi Kur’ânlarının çok farklı boyutlarda ele alınabileceğini göstermektedir. Memlük Kur’ân araştırmalarında öncelikli tespit edilmesi gereken – bütün sosyal bilimlerde olduğu üzere- literatürün ortaya çıkarılması ve tanıtılmasıdır. Bu çalışma Memlük dönemi Kur’ân sanatı çerçevesinde gelişen literatür üzerine odaklanmıştır. Konuyla ilgili yapılmış çalışmalar tespit edilerek farklı gruplarda ele alınmıştır. Bu bağlamda dört ayrı grup ortaya çıkmıştır. Bunlar Memlük mushafları üzerine yapılmış müstakil çalışmalar, Memlük dönemi kültür ve sanatı üzerine yapılmış çalışmalar, Kur’ân sanatını konu edinen çalışmalar, hat ve tezhip sanatını konu edinen çalışmalar şeklinde sıralanmıştır. Birinci grupta bir kitap, bir tez çalışması ve üç makale; ikinci grupta üç kitap, dört makale ve bir tez çalışması; üçüncü grupta beş kitap ve bir kısmı bunların içinde olan üç kitap bölüm; dördüncü gruptaysa bir kitap ve bir kitap bölümü tespit edilmiştir. Tespit edilen bu çalışmalar tanıtılmış, içerikleri ve tartışma konuları üzerinde durularak mushaf sanatıyla olan ilişkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu literatür çalışmasının Memlük mushafları alanında yapılacak yeni çalışmalara katkı sunması amaçlanmıştır.

Keywords