Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Jun 2020)

THE LIMITS OF ECONOMIC INTERDEPENDENCE: THE CASE OF THE EUROPEAN UNION AND CHINA

  • Özlem Zerrin KEYVAN

DOI
https://doi.org/10.16953/deusosbil.503158
Journal volume & issue
Vol. 22, no. 2
pp. 695 – 714

Abstract

Read online

Abstract: China's rapid economic growth and integration into the global economies have largely significant economic impacts and political implications for the EU. Since China’s accession to the World Trade Organization (WTO), the flows of trade have expanded substantially. Building on long-existing relations, the EU has established links with China since the 1970s. Over the past decades, the relationship between China and the EU has thus evolved into comprehensive strategic partnership. Both parties have employed several strategies such as summit diplomacy, bilateral approaches, multilateral cooperation, policy papers to improve ties and overcome growing concerns. Economic interests have remained primary. After an overview of the historical evolution of political relations, this paper considers the three main motives which may drive China to provide economic relations with the EU, such as granting the market economy status, the needs of the foreign direct investments (FDI), growth in the volume of trade. The last part of the paper examines the interests and dilemmas of the China- EU economic relationship using the neoliberal theory of international politics as a framework for analysis. With this last point in mind, this paper attempts to analyse the relationship between interdependence and conflict with case studies. Öz: Çin'in hızlı ekonomik büyümesi ve küresel ekonomilere entegrasyonu AB için büyük ölçüde ekonomik etkilere ve siyasi uygulamalara sahiptir. Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) katılmasından bu yana ticaret akışı önemli ölçüde genişlemiştir. Uzun süredir var olan ilişkilere dayanan AB, 1970'lerden beri Çin ile bağlar kurmuştur. Geçtiğimiz on yıllar boyunca, Çin ile AB arasındaki ilişki bu nedenle kapsamlı bir stratejik ortaklığa dönüşmüştür. Her iki taraf da bağları iyileştirmek ve artan endişeleri çözmek için zirve diplomasisi, ikili yaklaşımlar, çok taraflı işbirliği, politik belgeler gibi bir dizi strateji kullanmıştır. Ekonomik çıkarlar birincil kalmıştır. Siyasi ilişkilerin tarihsel gelişimine genel bir bakıştan sonra, bu makale Çin'i AB ile ekonomik ilişkiler sağlamaya iten piyasa ekonomisi statü kazanma, doğrudan yabancı yatırımların (DYY) gerekliliği, ticaret hacminde artış gibi üç temel güce değinmektedir. Makalenin son kısmı, neoliberal uluslararası politika teorisini analiz çerçevesi kullanarak Çin-AB ekonomik ilişkisinin çıkarlarını ve ikilemlerini incelemektedir. Bu son noktayı dikkate alarak, bu makale karşılıklı bağımlılık ve çatışma arasındaki ilişkiyi vaka çalışmaları ile analiz etmeye çalışmaktadır.

Keywords