Hitit İlahiyat Dergisi (Jun 2021)

Erdem Ahlâkı, Mutluluk ve Egoizm İthamı

  • Mustafa Çakmak

DOI
https://doi.org/10.14395/hid.873241
Journal volume & issue
Vol. 20, no. 1
pp. 1 – 28

Abstract

Read online

Bu makale, öncelikle erdem ahlâkı ile eudaimonia arasındaki ilişkiye odaklı olarak, gerçek mutluluğun ne olduğu ve onun erdemlilikle ilişkisi konuları üzerinde durmaktadır. Erdem ahlâkında insanoğlunun mutlu bir yaşam için birtakım erdemlere ihtiyacı olduğu kabul edilir. Ancak mutluluk ve erdem arasındaki ilişkinin ne şekilde olması gerektiği konusu birtakım tartışmaları beraberinde getirmiştir. Acaba insanoğlu için iyi ve mutlu bir yaşam ne anlama gelir? Buradaki tartışmanın özü bu gerçek mutluluğun nasıl anlaşılması gerektiği konusunda düğümlenmektedir. Zira bazı insanlar için erdemli olmanın ürettiği mutluluk birtakım hazlardan ibaretken bazıları için ise içsel bir huzur hali olarak tanımlanmaktadır. Fakat erdem ahlâkının savunucuları, mutluluğun içeriğinden bağımsız olarak, erdemlilik ile mutluluk arasında güçlü bir bağ olduğunu düşünürler. Erdemlilik ile mutluluk arasında böylesi bir güçlü bağ kurulduğunda iki farklı perspektiften itirazlar gündeme gelmiştir. Bunlardan birincisi, erdemliliğin aslında insana mutluluk getirmediği iddiasıdır. İnsanın erdemli olma gerekçesi mutlu olma arzusuyla ilişkilendirildiğinde, bu durum erdem sahibi büyük insanların hayatlarının kendilerine pek de mutluluk getirmediği gerçeği ile ciddi bir tenakuz ortaya çıkarmaktadır. Zira genel olarak bakıldığında erdemlilikleriyle bilinir olmuş büyük insanların yaşadığı hayatların insana mutluluk getireceği beklentisi gereğinden fazla bir iyimserlik içermektedir. Ancak bu meseledeki asıl açmaz mutluluğa yüklenen anlamın bu erdemli insanların dünyalarında farklılaşabileceği gerçeğini göz ardı etmektir. Erdemliliğin en iyi örneklerini sergilemiş insanların istisnası olmaksızın dünyevi bir mutluluk içinde yaşadıklarını öne sürmek elbette mümkün değildir. Fakat bununla birlikte onların böylesi örnek kişiliklere sahip olmalarının diğer insanlar için çekici bir tarafının olması beklenir. Bu durumu ilahî bir bağ ile açıklamak mümkündür, ancak açık bir ilahi taraf olmasa bile erdemliliğin üretmesi beklenen mutluluğun, onun genel geçer tanımından farklılaşacağı açıktır. Yani erdemlilik bu dünya ile sınırlı bir mutluluk halinin ötesinde içsel bir dinginliği vaat eder. Bu durum zahirde bazı insanlar için bir mutsuzluk gibi görünen bir takım duygu durumları ortaya çıkarsa bile aslında içsel ve manevi bir huzur hissi yaratabilmektedir. Dolayısıyla erdemlilikleri ile insanlığa ilham kaynağı olmuş bu özel insanların yaşadıkları hayat, dışardan dünyevi bir mutsuzluk görüntüsü verse bile bu durum onların mutlu olmadıklarına değil, mutluluğa farklı bir anlam yüklediklerine işaret etmektedir. Mutluluk merkezli erdem ahlâkına yönelik ikinci itiraz ise egoizmle ilgilidir. Bu itiraz, insanların erdemli bir insan olma motivasyonlarını nihai olarak kendi mutluluklarını önceleyen bir arzuya sahip oluşlarıyla ilişkilendirmektedir. Erdemli olmakla elde edileceği umulan mutluluk halinin aslında bir bencillik veya egoizm içerdiği iddiası meselenin oldukça dar bir perspektiften ele alındığı izlenimini vermektedir. Erdemli olma idealinin insanın kendi mutluluğuyla ilişkisi tümüyle göz ardı edilemez. Ancak bu durum bir insanın sahip olduğu erdemliliğin diğer insanların iyiliğine dönük sonuçlarını görmemize engel olmamalıdır. Erdem ahlâkı açısından insanlar kendi karakterlerini güzelleştirmek veya geliştirmek istiyorlarsa belirli erdemlere sahip olmaları beklenir. Erdemli olmanın aslında egoizm ithamının aksine insanın kendi ihtiyaç ve arzularını sınırlamasına yardım ettiği bile söylenebilir. Dahası erdemliliğin insanın başkalarını önceleyen ve onları değerli gören özgeci bir bakış açısı geliştirebilmesini kolaylaştırdığı inkâr edilemez. Yani erdemliliğin çok boyutlu yapısı doğru değerlendirilmelidir. Gerçek erdemlilik, eylemin üreteceği muhtemel bir mutluluk beklentisiyle oluşmaz. Bu nedenle erdemlilik kişiye kendi mutluluğuna odaklanması gerektiğini değil, onun için iyi olan şeyi hedeflemesi gerektiğini söyler. Bu çalışma en genel olarak erdemlilik ile mutluluk arasında kurulan ilişkiye yönelik farklı perspektiflerden gelen eleştirilerin tatmin edici olup olmadığını tartışmayı amaç edinmektedir.

Keywords