Cumhuriyet İlahiyat Dergisi (Dec 2017)

Hz. Âişe’nin Hayatı, Şahsiyeti ve İslâm Tarihindeki Yeri

  • Ömer Sabuncu

Journal volume & issue
Vol. 21, no. 3
pp. 2103 – 2105

Abstract

Read online

İslâm’ın ilk muhatapları olan sahâbe üzerine yapılacak çalışmalar, İslâm’ı doğru anlamak için önem arz etmektedir. Bazı sahâbîler bazı özellikleriyle temayüz etmiş, İslâm tarihi ve medeniyetinde özel bir ilgiye mazhar olmuşlardır. Bu araştırmanın konusu, tarihî bir şahsiyet olarak Hz. Peygamber’in üçüncü eşi Hz. Âişe olarak belirlenmiştir. Araştırmanın amacı, Hz. Âişe’nin hayatı, şahsiyeti ile sosyal ve siyasî hayattaki konumunu tespit ederek incelemek, Hz. Peygamber’in rahle-i tedrisinden geçmiş biri olarak onun ilmî şahsiyetine dikkat çekmektir. Bu bağlamda, ilk olarak Hz. Âişe’nin Hz. Muhammed’in aile hayatındaki yeri ve ilmî kişiliği ele alınmıştır. Özellikle İslâm’ın ikinci kaynağı kabul edilen sünnetin gelecek kuşaklara aktarılmasındaki rolü ve bu rolünün yansıması olarak İslâmî ilimlere yaptığı katkı çalışmada ele alınmıştır. Ayrıca çalışmada İslam tarihinde tartışılmış ve etkileri günümüzde de devam eden İfk Hadisesi ve Cemel Savaşı’na katılması gibi bazı mevzulara da yer verilmiştir. Ayrıca Hz. Âişe’nin evlilik yaşı üzerinde durulmuş; yapılan araştırma sonucunda, Hz. Âişe’nin evlilik yaşının kendi döneminde tartışma konusu olmadığı aksine daha sonraki dönemlerde tartışmaya açıldığı belirlenmiştir. Hz. Âişe’nin evlilik esnasında o dönemin örfüne uygun olarak dokuz-on yaşlarında olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada ayrıca İfk Hadisesi’nin toplumda tartışmalara yol açtığı, Hz. Peygamber’de üzüntüye neden olduğu ve bir kadın olarak Hz. Âişe’yi sarstığı belirlenmiştir. Cemel Vak‘ası’nın müslümanlar arasında meydana gelen ilk iç savaş olarak tarihe geçtiği, Hz. Âişe adına siyasî başarısızlıkla sonuçlandığı, onun, bu savaşın meydana gelmesine çok üzüldüğü ve daha sonra siyasî faaliyetlerden uzak durmasına yol açtığı vurgulanmıştır. Buna rağmen, Hz. Âişe’nin siyasî olaylarda görüş beyan etmekten çekinmediği, bu bağlamda, Emevî halifesi Muâviye b. Ebû Süfyân’a tepki gösterdiği, adaletli olmasını ve önceki halifelerin yolundan gitmesi gerektiğini söyleyerek onu uyardığına işaret edilmiştir.

Keywords