Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi (Sep 2021)
Bir Türkmen Babasından Bektaşi Babasına Dönüşümün Hikayesi: Halifet Baba Zaviyesi
Abstract
Yeseviye, Haydariye ve Kalenderiye gibi Heterodoks tarikatların dervişleri, XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya göçlerle yöneldiler. Bir nevi propagandacı olan bu kimseler, Anadolu’da şehirden ziyade köylerde ve göçebeler arasında müsait bir zemin buldular. Heterodoks zümrelere mensup Türkmen derviş ve babaları, bilhassa Bizans sınırında bulunan Batı Anadolu’da yerleşerek zaviyelerini kurdular. Çünkü savaşçı kimlikleri de olan bu babalar, söz konusu uc bölgede, cihat ve İslam propagandası yapma imkânına eriştiler. Türk beyler ve sultanlar tarafından askerî fethi bölgede kalıcı kılacak birer kolonizatör olarak görüldüklerinden, açtıkları zaviyeler vakıflarla desteklendi. Göçebe ve yarı yerleşik Türkmen cemaatlerinin yoğun olarak iskân edildiği Batı Anadolu’da, Türkmen babalar cemaatlerin manevi dünyasını şekillendiren ve onları İslam’a ısındıran figürler oldular. Menteşe bölgesinde Çine kazasına bağlı Araphisarı köyünün üzerine kurulduğu Antik Alabanda kentinde, eski bir Hristiyan mabedinin kalıntısı taşlar da kullanılarak inşa edilen Halifet Baba Zaviyesi, Batı Anadolu’daki Türk-İslamlaşma sürecinin bir parçası idi. Osmanlı döneminde asli ismi unutularak Baba Sultan olarak anılmaya başlandı. Günümüzde ise Alevilerin kutsal görüp ziyaret ettiği makamlardandır ve Arap Dede adıyla bilinir. Bu çalışmada Osmanlı arşiv kayıtları doğrultusunda Halifet Baba Zaviyesi’nin tarihsel dönüşümü üzerinde durulacaktır. Hristiyan bir kült alanından İslami bir alana; akabinde Bektaşiler ve Alevilerce kutsal sayılan bir makama dönüşme serüveni aktarılacaktır.