Vakanüvis Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi (Apr 2018)
Türk-Moğol Tarihindeki Vezirlik Kurumunun İlhanlı Hanedanlığındaki Uygulamaları Çerçevesinde Yeniden Düşünmek
Abstract
Türk-Moğol tarihinde hanlar ve beyler hep mücadele içinde olmuşlar ve hanlar beylere karşı otoritelerini korumaya çalışmışlardır. Türk-Moğol devlet adamları İslam medeniyet dairesi içine girdikten sonra, bu medeniyetin sunduğu merkezi bürokratik siyasi anlayışını, ülkelerini daha iyi yönetebilmek ve hükümdarın güç ve otoritesini arttırmak için büyük bir hevesle kabul etmişlerdir. Nizâmü’l-Mülk’ün Siyasetnâme adlı eserinde en sistematik bir şekilde vücut bulan bu yeni siyasi anlayışa göre hükümdar, başında vezirin bulunduğu bürokratlarla birlikte onların engin devlet yönetme bilgi ve tecrübelerinden yararlanarak ülkelerinin mutlak hâkimi olacaktı. Ancak vezirler, hükümdarlar onlara sözünü geçirebilecek kadar güçlü olduklarında, onların yanında hanedanlığın ve ülkenin çıkarları için çalıştılar. Merkezi otorite zayıfladığında ise kendi şahsi çıkarlarına göre hareket etmişlerdir. Dolayısı ile siyasi ve ekonomik sorunların oluşmasında ve büyümesinde çok etkili olmuşlardır. Buna rağmen tarihsel kaynaklarda ve tarih yazımında genel olarak Türk-Moğol kabileleri ve onların liderleri olan emirler siyasi ve ekonomik çıkar peşinden koştukları için görev ve yetkilerini kötüye kullanan, her fırsatta hükümdara muhalif olan kişiler olarak tasvir edilmişlerdir. Bu çalışmada “Tarihte ehl-i kalem ve ehl-i kılıç zümreleri neden iki zıt kutup gibi gösterilmişlerdir? Bunun sebepleri nelerdir? sorularına İlhanlı İmparatorluğu’nda vezir ve bürokratların İran ve Anadolu’da yapmış oldukları siyasi ve ekonomik faaliyetler çerçevesinde cevap aranmaya çalışılacaktır.
Keywords