Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (Apr 2022)

İlâhî Hitap-Akıl İlişkisi

  • Mazhar Dündar

DOI
https://doi.org/10.53568/yyusbed.1111860
Journal volume & issue
no. 55
pp. 203 – 214

Abstract

Read online

İlâhî hitap, Cenâb-ı Hakk’ın genel olarak bütün varlıklara, özelde de insanlarla iletişime geçmek suretiyle bazı bildirimlerde bulunmasıdır. İlâhî bildirimlerin amacı, evrende ilâhî yasalara uygun bir düzen ve sistemin kurulması, istenilen sosyal toplum ortamının sağlanmasıdır. İlâhî hitap, bazı mahlûkatta fıtrî ve kozmik şekilde icrasını bulurken, beşer gibi iradesi olan varlıklarda da, muhatap aldığı unsur akıldır. Bu sebeple ilâhî hitabın akılla ilişkisinin olduğunu ifade edebiliriz. Ancak şunu da ifade edebiliriz ki, vahyin muhatabı, tek başına akıl cevheri değil, akıl sahibi insandır. Zira akıl, insana has ilâhî bir nimettir. Ne var ki, insan da yalnızca akıl nimetinden oluşan bir varlık değildir. Vahyin bütün ayrıntılarıyla, insanın ruh ve akıl dünyasının tümüne hitapta bulunduğu aşikârdır. İnsan, sosyal bir varlık olarak her ne kadar yaratılış ve duygusallık yönleri itibariyle zahiri faktörlerin etkisine girmesi mümkün olsa da, onu başkalarından ayırt ettiren biricik unsur olan akıl, vahye muhatap olmasında temel işlev görmektedir. Akıl nimeti, yalnızca bir meleke değil “özdeşlik”, “çelişmezlik” ve “üçüncü halin imkânsızlığı” gibi temel ilkelerin hepsini içermektedir. Böylece insanın davranışlarında müspet ile menfiyi, hakikat ile batılı, güzellikle çirkinliği ayıran bir kuvve olarak hayatın tüm alanlarında ölçüleri belirlemede önemli bir fonksiyon icra eder. Vahiyle akıl arasında mutlak bir ilişkinin varlığından bahsedilebilir. Bu makalede ilâhî hitapla akıl ilişkisi üzerinde durulacaktır.

Keywords