Eskiyeni (Sep 2023)
Cinlerin Beşer Peygambere İman Etmelerinin Kelâmî Mahiyeti
Abstract
Varlığı naslarla sabit olan cinler, akıl ve irade sahibi varlıklardır. Zâriyâtsûresinin 56. âyetinde cinleri ve insanları yalnızca kendisine kulluk etmeleri için yarattığını belirten Allah, En‘âmsûresinin 130. âyetinde de “Ey cin ve insan topluluğu; size, içinizden, âyetlerimi anlatan ve şu (korkunç haşr) gününüzün geleceğini haber verip sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?” buyurarak cin ve insin ilahi vahyin muhatabı olup ahirette hesaba çekileceklerini beyân etmektedir. İsrâsûresinin 95. âyetinde ise “Eğer yeryüzünde (insanlar yerine) yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir melek peygamber indirirdik.” buyuran Allah, bu husustaki sünnetullah’a dikkat çekmiştir. Bu açık ilâhî beyana rağmen, yeryüzünde beşerin yaratılmasıyla birlikte,cinlerin dinde beşer elçilere tabi olduğunu belirten ve bunusadece Hz. Muhammed’ehas kılan iki görüş ortaya çıkmıştır. Bu görüşlerin şekillenmesinde Kur’ân’ın konuyla ilgili âyetlerinin etkisi büyüktür. Ahkâf ve Cin sûrelerinde, Hz. Peygamber’in Kur’ân okuyuşunu dinleyip ona iman eden bir grup cinin, kendi kavimlerine giderek onları da imana çağırdığı belirtilmektedir.Bu durum, sekaleyn’denher birine kendi cinsinden elçiler gönderildiğini ifade eden Kur’ânî naslar ile cinlerin dinde beşer elçilere tabi olduğunu belirten görüş arasında zahirî bir uyuşmazlığa yol açmaktadır. Zira beşerdenfarklı bir tür olan cinlerin, beşer fıtratı ve yaşamını merkeze alan Kur’ân’ın amelî hükümlerinin muhatabı kılınması, onların ontolojik açıdan beşerle özdeşleştirilmesi anlamına gelmektedir ki bunu naslarla bağdaştırmanın imkânı bulunmamaktadır. Öyleyse cinlerin beşer elçilere ya da Hz. Muhammed’e iman etmesi, bu husustaki yaygın söylemin aksine, insanın insan elçiye tabiiyetinden farklı bir anlam taşıyor olmalıdır. Çalışmamızın amacı bu farklılığı ortaya koymaktır.
Keywords